Üniversiteye hazırlık dershanelerinde bir öğrenim metodu vardır. Adına da “Başla ve Bitir” denir. Birbirleriyle bağlantılı konuların eğitimine başlanınca, o konular bitirilinceye kadar, başka bir konuya geçilmez. Amaç; öğrencilerin konuları daha iyi anlayabilmelerini sağlamaktır.
Teşbihte hata olmazmış. Demirspor’un, bu maçını biraz ona benzettim ama maçın tamamını değil. Sadece ilk yarısı için söylüyorum bunları. Çok gösterişli oynamadılar ama etkili oynadılar. Çok pozisyon üretemediler ama buldukları pozisyonların (bir tanesi hariç) hepsini gole dönüştürdüler. Maçın ilk yarısında maça BAŞLANDI ve ilk yarısı bittiğinde de maçı BİTİRDİLER.
İlk yarının içindeki güzelliklerde az değildi. PaDibba’nın üç golün ikisinde de imzası vardı. İkinci goldeki beş kişiyi etkisiz hale getirip topu Hasan’la buluşturduğunda kaleci ile karşı karşıya kalmasıydı. Hasan’ın vuruşu da, kaleciyi bir yana yatırıp, nereye vuracağının hesabını yapan tam golcü vuruşuydu.
Üçüncü golde yine PaDibba’nın imzası vardı. Defansın arkasına hareketlenen Mehmet Akyüz, sonra Hasan ve sonrası Emircan’ın vuruşuyla tamamlanan gol. Adeta dörtlü kombinasyondan oluşturulmuştu. Bunları eskiden çok göremezdik.
Ya sonrası;
Buraya kadar yazdıkların bardağın dolusuydu. Bundan sonrası yazacaklarım, yani maçın ikinci yarısı da bardağın boş olan tarafı.
Birincisi, Menemen takımı gibi bir rakibi bulman zor. Böyle bir takımı bulmuşken, arzu ettiğin oyun düzenini olabildiğince oynamaya çalışacaksın. Eğer, kenar yönetim tarafından kontrollü bir oyuna dönüş olduysa, neyin kontrolüne dönüyorsunuz ki? Dikkat çeken bir görüntü de, oyuna giren oyuncular, oyunsal bir katkı koymadılar.
Hadi Mehmet Uslu’nun ofansif yönüne bir şey dediğimiz yok ama, en hücumcu bildiğimiz Tarık Çamdal bile çok fazla ileriye çıkma fırsatı yaratmadı.
Mehmet Akyüz
İkinci yarının belki de en net pozisyonu 50.inci dakikada yine PaDibba’nın yarattığı pozisyon. Top taşıdı, verkaçını yaptı defansın arkasına kaçtı ve kale çizgisine iki metrede bekleyen Mehmet Akyüz’e bıraktı, al da at dedi. Mehmet Akyüz’de en zor olanın yaptı ve dışarı attı. Olamaz mı? Tabii ki olur. Futbolun içinde bunlar var.
Kaç maçtır, gol atamasa da herkes Mehmet Akyüz’ün koyduğu oyuna destek veriyor. O pozisyondan hemen sonra dışarı alınması doğru muydu? Bu tartışılır. Ama dışarı çıkarken, kaçırdığı golün etkisi, psikolojisini bozmuş olmalı ki, tepkisel davrandı. Bu da futbolun için de var ama devamının olmaması kaydıyla.
Lanfazame için de iki laf etmek lazım. 52 inci dakikada oyuna girdi, 66.ıncı dakikada bir şutu var, onun dışında hiçbir varlığı yok. Bu tür oyuncular sistem oyuncusu olunca, bizim gibi futbolunu bir sisteme oturtamayan ülkelerde, bu tür oyuncuların ne yaptığını anlamamız zor.
Oyuncu performansları
Zubas; hata yapmadı. Tarık; ofansif değildi. Tayyib; oyunsal yükselişini golle süsledi. Rassoul; sade oynasa seyrine doyum olmayacak. Mehmet; kesicilikte var, hücumda yok. Hasan Kılıç; standart oyununu her maçta sürdürüyor. Golcülüğünü de arada bir gösteriyor. Gökhan İnler; ona ayak uydurabilen oyuncu sayısı çoğalırsa, çok daha mükemmel oynayacak. Tek problem, her topu mükemmele yakın kullanma arzusu, bazen sıkıntı yaratıyor. Emircan; sahanın en çok koşan oyuncularından belki de ilkiydi. Bunu golle süslemesi, önümüzdeki maçlara artısı yansıyacak. Traore; çok koştu, çalıştı. O da Rassoul gibi, bazen lüzumsuz işleri bir bırakabilse, çok daha faydalı olacak. Pa Dibba; takımın hücumdaki en etkili oyuncusu. Gol pozisyonlarının hazırlayıcı oldu. Sonucu etki eden oyuncuydu. Mehmet Akyüz; gol atamasa da, herkesin destek verdiği bir oyuncu, bu ligin en iyi golcüsü. Gol atamayışı onun sinirlerini bozuyor. Kaçırdığı pozisyon, inanılacak gibi değil. 52.dakikada oyundan çıkarken ki gösterdiği tepkinin, kaçırılan golün psikolojisine bağlamak lazım.
Son söz;
İlk yarıyı değerlendirdiğimizde, mevcut puan durumundan daha iyi yerlerde olunması, içten bile değildi. Ligin ikinci yarısı, yapılacak takviyelerin takım kurgusuna yansıması durumunda daha heyecanlı ve çekişmeci bir Demirspor’u izleyeceğimizi düşünüyorum.
MHK, İstanbulspor maçının hakemi Atilla Karaoğlan’a, kasıtlı kararlarından dolay gereken cezayı verdi.
ramacakir@gmail.com