Araştırmacı-Yazar Sedat Memili: Halkevleri bu milletin Ergenekon Destanı’dır
>> SABİT ÖZKESER
“HALKEVLERİ BİR VATAN KURDU…”
Çukurova Press’i ziyaret ederek, kitaplarının içeriğiyle ilgili bilgiler veren Araştırmacı-Yazar Sedat Memili’nin “Kuruluşu-Çalışmaları-Kapanışı”nın yer aldığı Adana Halkevi kitabının arka kapağında “Halkevleri ne yaptı ?” sorusu ile başlayan sözler daha sonra şöyle devam ediyor; Halkevleri bir vatan kurdu. Halkevleri bu milletin Ergenekon Destanı’dır. Türk Ocaklarının kapanışı ve Halkevlerinin kuruluşuna neden olan koşullar… Bir aydınlanma ve kültürel kalkınma olarak Halkevleri. Kültürün halkı taşınması, kahvelerin akşamları okul olarak kullanılması ve hakim, savcı başta olmak üzere yöneticilerin kahvelerde öğretmen gibi konferanslar vermesi. Kültür devrimi yaratan dokuz şube… Adana özelinde incelenen Halkevleri, ülkemizdeki kültür devriminin kaleleri idi. Tamamen belgelere dayalı bu eser, bu gün yaşanan kültürel bozulmanın da nedenleri hakkında fikir vermektedir.”
“TANRI ADANA’YI YARATMASAYDI…”
Araştırmacı-Yazar Sedat Memili’nin “Adana’nın Aynası” adlı kitaplarının arka kapağında ise; “Tanrı Adana’yı yaratmasaydı, böyle bir şehir yaşamayı hayal ederdim” sözleri ile başlıyor ve devamında “Çünkü; çalıntı tuğlarla cami yapıldığı, fakirler ve Çingeneler için ‘Askıda Ciğer’ sisteminin uygulandığı, Bakkala borç yaparak geçinen valinin eşinin kolyesinin rehin alındığı, Müslümanların, eczacı, doktor ya da zanaatkar yapılmadığı, Gerdek gecesi “Bekaret Bayrağı”nın gururla asıldığı güzel yurdumun bu güzel şehri sevilmez mi ?” görüşlerine yer veriliyor.
“ADANA DÜNYANIN EN GÜZEL ŞEHİRLERİNDEN BİRİ”
Adana Büyükşehir Belediyesi’nin sponsor olduğu kitapların önsözünde ise Başkan Zeydan Karalar ise özetle, “Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir” sözü, belediyemizin kültür-sanat politikalarına kaynak ve ilham teşkil etmektedir. Adana çok özel bir kent. Doğası, tarihi, verimli toprakları, sanayi birikimi, eşsiz gastronomisi, insan yapısı ile dünyanın en güzel şehirlerinden biri. Endemik bitki cenneti olan Adana’nın bereketli topraklarında sadece tarım ürünleri yetişmiyor. Adana aynı zamanda sanatın çok sayıda dalında evrensel değerde sanatçılar yetiştirmiş ve yetiştirmekte olan bir şehirdir. Sanatta-edebiyatta yeni ürünler de bizleri heyecanlandıran ve üretimin sürdüğüne dair hepimizi mutlu eden doneler. Adana’nın Aynası 1930, Adana’nın Aynası 1935, Adana’nın Aynası 1940 ve Adana Halkevi 1932-1953 kitabı Sedat Memili’nin Adana ile ilgili üretkenliğinin önemli sonuçlarından biri” dedi.
“BEN SADECE YAZIYORUM; SAYMAK AKLIMA GELMİYOR”
Sedat Memili ile Adana hakkında yazdığı kitapları ve biraz da kendisinden konuştuk…
*Önce şunu sorayım, geçen gün size kaç kitabınız oldu diye sordum, hemen yanıt veremediniz?
Ben sadece yazıyorum; saymak aklıma gelmiyor. Onu yazmak için yeteri kadar zaman ayırıyorum. Saymakla zaman geçireceğime, başkalarını yazma için zaman ayırıyorum.
*Yazmak bu kadar mı önemli?
Başkaları için ne anlam ifade eder bilmiyorum, ama benim için yazmak ölümle yarışmaktır. Ölümle yarışmak ise yaşamların en güzelidir. Canlılık ile hayat arasında büyük fark vardır. Canlılık, bir canlının doğal halidir. Canlılığa bir anlam yüklerseniz hayata dönüşür. Çabalarınız, canlılığınıza anlam yüklemekten ibarettir. Bu nedenle, canlı olan bir bitki veya bir hayvanın hayat hikâyesi yoktur.
İnsan, canlılığını, hayata çevirmek için yaşamalıdır.
Canlılığa anlam katmanın sayısız yolu vardır…
Kimi bir futbol topunun peşinde koşar, kimi renk ve tuvallerin peşinde, başkaları notalar ve müzik aletleri… Bir başkası marangozdur, tahtaya şekil verir, bir diğeri iyi tamircidir… Ben canlılığımı anlamlandırma yöntemlerinden yazmayı seçtim. Yazıyorum…
Yazarak kendime yeni bir dünya inşa ediyorum.
*Nasıl?”
Bana, yaşamam için bir dünya dayatılıyor. Ama ben haksızlıkların egemen olduğu bu dünyayı reddediyorum. Yaşamak zorunda olduğum için kendime yaşayacağım bir dünyayı inşa ediyorum. Nerede, nasıl, ne şekilde davranacağın, nasıl tavır alacağın bir dünyada yaşamak istemiyorum. Şurada gülecek, şurada ağlayacak, şurada oynayacak, burada öfkelenecek… Şu saatte sinemaya gidecek, şu saatte uyuyacak veya uyanacak… Böyle insanı kımıldayan, hareket eden nesne yerine koyan ve onun her hareketini denetim altında tutan bir dünya ve sistemi reddediyorum.
Bu nedenle kendime yazarak yeni bir dünya yaratıyorum.
Ressam renkleriyle, şair dizeleriyle, müzisyen notalarıyla, ben de kelimeler ile bir dünya kuruyorum. O nedenle ölümle yarışırcasına yazmak…. Bedeli ağır, onuru yüksek bir hayat…
*Birçok kitabınız var ama ben sizinle Adana hakkında yazdıklarınızı konuşmak istiyorum.
Adana deyince yüreğim kıpır kıpır oluyor.
*Kitaplarınızda da bunu görebiliyoruz. Nasıl başladı Adana hakkında yazmak?
Adana’da fark ettiklerimiz bir buzdağının görünen kısmıdır. Bunu keşfeden az sayıda insandan biriyim. Bu sevda bende Önceki valilerimizden İlhan Atış ile başladı. Bazen hafta sonları buluşur sohbet ederdik. Adana Ansiklopedisi bu sohbetlerden doğdu. Adana Ansiklopedisi hazırlamaya karar verdik. Çalışmaya başladım. Bunun için Adana’yı karış karış dolaşmam gerekirdi. Bu da ağır bir maliyet gerektirirdi. İlhan Valim, bana bir belge verdi: “İlgili Makama” başlığını taşıyan bu belge, gittiğim her yerde, her türlü, ulaşım, iaşe, konaklama ve gerekli olan bütün ihtiyaçlarımın karşılanması…”
Belgeyi alınca Sayın İlhan Atış Valimin bu derece ucu açık bir belgeyi bana vermesinden duygulandım. Belgeyi bir zarfa koydum ve sadece bir kez kullandım: Bir akşam saati idi, Karataş fiyortlarına gitmem gerekirdi. Yalnız gitmeye cesaret edemedim, Karataş’ta jandarma Komutanlığı bana bir jeep tahsis etti, iki saat fiyortları gezdim. Bunun dışında o belgeyi hiç bir yerde hiçbir şekilde kullanmadım. Valim, bu belgeyi neden kullanmadığımı sorunca, ben de ilsine teşekkür ederek şunu söylemiştim; Bana güveninizden daha büyük bir destek yoktur. Bir gün bu belge hakkında en küçük bir soruya muhatap olmanızı arzu etmem, öyle demiştim. Kendisi de çok duygulanmıştı.
Adana’nın o dönemde bütün köy ve mahallelerini gezmiştim. Edindiğim ve araştırdığım bilgiler, Adana Ansiklopedisi’ni oluşturdu. Edindiğim izlenimler ise Adana’nın ruhuna nüfuz etmemi sağladı.
Ansiklopedi, Sayın Valimizin talimatı ile Altın Koza tarafından yayınlandı.
Sayın İlhan Atış ile tanışmak benim için bir şans idi…
*İzlenimlerim diğer kitapları oluşturdu diyorsunuz?
İnsan yaşamında kırılma anları vardır. Bu duygusal izlenimlerim üzerine Ahmet Karataş Bey ile tanıştım. Şu an Alpaslan Türkeş Üniversitesi Kütüphane ve Dokümantasyon daire Başkanı. Adana hakkında rüyamda bile göremeyeceğim belgelere ulaşmamı sağladı. Onun Adana hakkındaki hayali benim Adana sevdam ile buluştu.
*Şimdi kitaplarınızın yazılış öyküsüne geldik?
Evet. Adana’nın Aynası serisinden öncesi var. Adana hakkında ilk kitaplar, Ahmet Karataş önderliğinde yayınlandı. Bir ekip çalışmasıydı. (Sayın M. Fatih Sansar / Ahmet Karataş / İbrahim Yılmaz ve Ben) Üç kitap yayınlandı. “Adana Yerel Basınında 5 Ocak Kutlamaları katalogu”, “Adana Kurtuluş Savaşı Anıları” ve “Adana Kurtuluş Savaşı Şiirleri Antolojisi” Bu kitaplar 2016 yılında Çukurova Fuarcılık A.Ş tarafından basıldı.
*Adana’nın Kurtuluşu önemli, ama bir de Adana’nın kuruluşu var değil mi?
İşte benim temel çalışma alanım. Düşman işgalinden kurtulan Adana nasıl kurulmuştur? Kimler hangi özveri ve düşüncelerle kurmuştur. Bu gün üzerinde yaşadığımız bu şehirde, kültür ve sanat basıl gelişmiş? Neler yaşanmış? Ne uğruna neler feda edilmiş? Şu an Adana’nın çoğunluğu, yaşadıkları bu şehri var eden değerlerin köklerine yabancıdır. Ben naçizane olarak bunları gün yüzüne çıkarmaya çalışıyorum.
Mesela Adana Halkevi” kitabı Adana’nın sosyal, kültürel ve ekonomik kuruluşunun belgesidir. Size abartı gelmesin, yaklaşık 70 bin gazete ve dergi sayfası taranarak bu eser meydana getirilmiştir.
*Diğer kitaplar?”
Adana Halkevi belgelerini araştırırken karşılaştığım ilginç konu ve olayları dosyaladım. Bunları beşer yıllık dönemler altında topladım. İlginç bir eser çıktı. Adana’yı beşer yıllık periyotlarla yazma fikri böyle doğdu.
Şimdi elinizde gördüğünüz kitaplar: “Adana Halkevi Kuruluşu Çalışmaları ve Kapanışı”, “Adana’nın Aynası 1930”, “Adana’nın Aynası 1935”, “Adana’nın Aynası 1940”.
Bu eserleri Adana Büyükşehir belediyesi bastı ve okuyucu ile buluşturdu. Elbette sayın Zeydan Karalar’a , Kültür Daire Başkanı Mahmut Göğebakan’a ve emekçilerine teşekkür ediyorum.
*Bu kadar mı?
Hayır! Bu kadar değil, Şu an yirmi yılı kapsayan 4 kitap daha bir iki ay içinde hazır olacak. (Adana 1945-1950-1955 ve 1960) Adana’nın Aynası serisini 2000 yılına kadar sürdürmeyi planlıyorum. –Ömrüm yeterse –
KISA ÖZGEÇMİŞ
1956 yılı Adana doğumlu. İlköğretimim Adana Akkapı ve Toros ilk okulunda, ortaokul ve lise mersin Tevfik Sırrı Gür Lisesi. 12 Eylül döneminde Adana İktisadi Ticari İlimler Akademisi son sınıfta okuldan atıldım. Kitaplarım:
Benden Sonra Tufan Partisi
İntihar; İçimizdeki Put
Kendini Arayan Tanrı
Musa’da Böyle Buyurdu
Miyase ve Ehriman Kötülüğün Söyleşisi
Vatikan; Para ve kan İmparatorluğu
Darwin; Kökenini Arayan İnsan
Buda; tanrılaşan Prens
Dante; İtalyan Dilinin Babası
Bir Ölünün Seyir Defteri
Adana Hakkında Yayınlanan Kitaplar
Adana Ansiklopedisi
Adana Beş Ocak Kutlamaları Kataloğu
Adana Kurtuluş Savaşı Anıları
Adana Kurtuluş Savaşı Şiirleri Antolojisi
Adana Halkevi Kuruluşu Çalışmaları ve Kapanışı
Adana’nın Aynası 1930
Adana’nın Aynası 1935
Adana’nın Aynası 1940
Bir çok gazete ve dergide yazılarım yayınlanmıştır. (Cumhuriyet Gazetesi Bilim Teknik Eki, Milliyet Gazetesi Adana Bölge Sayfası, Yeni Adana, Ekspress ve 5 Ocak ve Adana Medya gazeteleri başta olmak üzere çeşitli gazete ve dergilerde yazılarım yayınlandı.
Şu an, İzmir Habergündemim.com.tr / Haberege.com.tr / kucuksaat.com ve taşkoprü.com internet siteleri ile Refleks gazetelerinde adana hakkında izlenimlerimi yazıyorum.