“Katliama ses yükseltiyoruz”

>> SABİT ÖZKESER

 

“KATLİAMLAR DEVAM ETTİKÇE

SESİMİZ DAHA DA GÜR ÇIKACAK”

Seyhan’a bağlı Akkapı Mahallesi’nde Şıh Cemil Nardalı Konağı önünde “Alevi Katliamına Dur De!” adı altında basın açıklaması yapan  Adana  Arap Alevi Bileşenleri bu kez Yüreğir’e bağlı Yamaçlı Mahallesi’ndeki Bin Sokak’ta  bir araya gelerek,  Suriye’deki katliamı protesto etti.  Mevlana Kültür Merkezi  önündeki protesto eylemine Hamit Karaoğullarından, Kemal Çelik, Kemal  Derin ve Hüseyin Cömertpay  ile çok sayıda kişi katıldı. Yapılan açıklamalarda, “Katliamlar sürdükçe  sesimiz daha da gür çıkacak ve çıkmaya devam edecektir” denilerek tepkiler dile getirildi.

“BU KATLİAMLAR MÜNFERİT DEĞİL,

KERBELA’DAN BERİ SİSTEMATİKTİR”

Ortak basın açıklamasını okuyan Arap Halkı Alevileri Dayanışma Derneği Başkanı Hamit Karaoğullarından "Bu katliamlar münferit değil, Kerbela'dan beri sistematiktir" diyerek, Alevilere "Esad artığı/taraftarı" şeklinde yöneltilen suçlamalara tepki gösterdi. Karaoğullarından, "Adana Arap Alevileri olarak var gücümüzle haykırıyoruz! Suriye’de yaşanan, eski rejim güçleriyle ya da Esad taraftarlarıyla hesaplaşma değil, düpedüz bir Alevi katliamıdır! Bu katliamcı güçleri destekleyen, meşrulaştıran, HTŞ’nin tekçi rejimini kabul eden ve katliamlara sessiz kalan herkes bu suçun ortağıdır! HTŞ, cihatçı, mezhepçi, tekçi ve katliamcı bir örgüttür; bu örgütün iktidarında Suriye’ye demokrasi gelmez! Tüm kamuoyunu, HTŞ’nin Alevi katliamına karşı duyarlı olmaya, ses çıkarmaya ve itiraz etmeye çağırıyoruz.  Türkiye Cumhuriyeti hükümetine sesleniyoruz: Bu katliamı durduracak gücünüz var, bunu biliyoruz. Katilleri durdurun. Türkiye’ye sığınmak isteyen kadın, çocuk, hasta, din adamı ve yaşlılar için Yayladağı sınır kapısının açılması ve güvenli bir koridor oluşturulması için derhal adım atılmalıdır. Kardeşlerimiz asla yalnız değildir. Bu topraklarda kanayan vicdana derhal cevap verilsin" dedi. Açıklamada, Adana Arap Alevi Bileşenleri’nin temsilcileri de tek tek söz alarak, Alevi katliamını kınadı ve ortak mücadele çağrısında bulundu.

“BURNUMUZUN DİBİNDE

BİR VAHŞET YAŞANMAKTADIR”

Suriye’deki Alevilere yapılan saldırılar Karataş ilçesinde de protesto edildi.  Büyükşehir Belediyesi eski Meclis Üyesi İş İnsanı Sedat Gül burada yaptığı konuşmada, “Burnumuzun dibinde insanlık dışı bir vahşet yaşıyoruz. Bu vahşetin bir an önce durdurulmasını istiyoruz. Bu vahşet devam ettikçe, büyük bir aile adına biz de sesimizi  daha da yükselteceğiz. Katillerin durması ve adaletin sağlanması için sürekli olarak bir araya geleceğiz. Aziz Nesin’e sormuşlar, ‘Sen Alevi değilsin ki, sana ne oluyor ?’… Bunun üzerine büyük üstat  da ‘Siz insan değilsiniz ki… Kalbiniz kapalı, ben size ne söyleyeyim ki  ?’ karşılığını vermiş” dedi.

SURİYE’DEKİ ALEVİLERE SALDIRI

ALMANYA’DA DA PROTESTO EDİLDİ

Avrupa’daki Alevi toplumları, Almanya’nın Köln kentinde düzenledikleri büyük bir mitingle, Suriye’deki Alevilere yönelik gerçekleştirilen katliamları protesto etti. . Heumarkt Meydanı'nda gerçekleştirilen etkinliğe Avrupa’nın dört bir yanından on binlerce kişi katıldı. Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK), Avrupa Demokratik Alevi Federasyonu (FEDA) ve Avrupa Arap Alevileri Federasyonu’nun (AAAF)  öncülüğünde düzenlenen “Suriye’de Alevi Katliamına Dur De!” mitingine Avrupa Parlamentosu (AP) üyeleri,  CHP Hatay Milletvekili Servet Muallaoğlu, CHP İstanbul Milletvekili Cemal Enginyurt, CHP Almanya Federasyon Başkanı  Özgür Uçma, Arap Alevi Birlikleri Federasyon Başkanı ve siyasi parti temsilcileri de destek verdi. Mitingde yapılan konuşmalarda, tüm insanların etnik kimliği, dini veya kökeni fark etmeksizin yaşama, güvenlik ve onur hakkına sahip olduğu vurgulandı. Suriye’deki halkların korunması gerektiği belirtilerek, etnik ve dinsel farklılıklara dayalı ayrımcılık ve adaletsizliklerin kabul edilemez olduğu ifade edildi. Miting sırasında yapılan çağrılarda, insan hakları ihlallerine karşı sessiz kalınmaması gerektiği belirtilerek, “Adalet, barış ve insanlık için sesimizi yükselteceğiz” denildi. Ayrıca, Suriye’de yaşanan insanlık suçlarına dikkat çekilerek, duyarlı bireylerin ve uluslararası toplumun bu zulme karşı harekete geçmesi istendi.