“Başarılı takımımızın iskeleti korunmalı”
Süper Lig’deki ilk yılımızda puan cetvelindeki yerimizden memnumun... Murat Başkanımız ve yönetiminden memnunum... Teknik kadromuzdan memnunum... Taraftarlarımızdan memnunum... Futbolcularımızdan büyük ölçüde memnunum... Seneye kadromuzun iskeletinin korunması, 5-6 bölgeye takviye yapılması düşüncesindeyim...
***
İlk yarıda olaylı Beşiktaş maçının rövanşı gelmiş, çatmıştı. Takımımız istim üzerindeydi ve taraftarlarımız stadı hınca hınç doldurmuşlardı. Maçın sonlarına doğru şahlanan oyunumuz ve Samet'in önce beraberlik ve ardından aktif ofsayta (!) takılan galibiyet golünün iptali, ''önümüz kesiliyor'' alglarını da beraberinde getirmişti.
Beşiktaş bir puana sevindi...
Maç sonrası basın toplantısında Önder Karaveli hocaya ''Bir puan mı kazandınız, 2 puan mı kaybettiniz?''sorumun cevabı ilginçti, ''Bir puan kazandık''. Maç sonrası Murat Başkan verdiği beyanatla ve taşkın hareketleri sonucu ceza heyetine sevkediliyordu. Bir hafta sonra o güne kadar evinde yenilgi almayan komşu Gaziantep karşısında alınan 3 gollü galibiyet, baklava tadındaydı.
Yükseklik korkusu...
Herşey yolunda gidiyordu. Hem zirve yarışımız hem de Avrupa rüyalarımız devam ediyordu. Bu düşüncelerimiz pekiştirecek bir periyota giriyorduk. Şöyle ki, oynayacağımız 4 maçın 3 ü Antalyaspor, Sivasspor, Başakşehir ile kendi sahamızda, deplasmanda olanı ise, kümede kalma umutlarını yitirmiş Malatyaspor ile idi. Bu 4 maçtan alınacak 12 veya 10 puan, lider Trabzon'u yakalama adına ''neden olmasın?'' dedirtecek cinstendi. Ama işler istediğimiz gibi gitmedi. Nuri Şahin yönetiminde çıkışa geçen Antalyaspor ile golsüz berabere kaldık. Malatyaspor yenilgisi, dizlerimizin bağının çözüldüğü andı. Evimizde Sivasspor'a kaybedilen 3 puan sonrası, Montella hocamız kötü gidişin sebebini ''yükseklik korkusu'' olarak açıkladı. Haklıydı...Süper ligde ki ilk sezonunda bu kadar yükseklik, kolay hazmedilecek bir durum değildi. Taraftarlar bu kötü gidişi, futbolcuların beyinlerinin sahada olmamasına, ortada dolaşan transfer dedikodularına bağlıyorlardı. Bu arada Murat Başkan'ın, takımımız ilk beşteyken, ''Hedefimiz ilk 10 içinde kalmak'' açıklaması, camianın kafasını kurcalamıştı. Hedef doğru olabilir ama zamanlama yanlış diyenler çoğunluktaydı. Bu dörtlü periyotun son maçında gelen Başakşehir galibiyeti, sadece teselli niteliğindeydi...
Bu arada sezon ortası olmasına karşın Kaleci Ferhat- Kaan- Tarık- Castro ile yollar ayrılıyor, hepsinin ücretleri ödenmesine karşın bu ayrılığın nedeni hakkında kulüpten bir açıklama yapılmıyordu...
Komşu Hatay'dan getirilen 1 puan ve ardında Altay galibiyeti, puan sıralamasında ilk beşte kalmamızı sağlıyor, Avrupa hayallerimizin devam etmesine neden oluyordu...
Kolumuz kısa kaldı...
Her çıkışın bir inişi vardır, derler...Bizim de gerileme devrimiz deplasmanda 4-0 lık Kasımpaşa yenilgisiyle başladı. Futbolcularımızı sahada tanımak mümkün değildi. Evimizde oynayacağımız lider Trabzonspor maçı, yaralarımıza merhem olur, dedik. Bu defa da karşımıza Yaşar Kemal Uğurlu çıktı. Bütün Türkiye'nin itiraz ettiği penaltı kararını, kendi de televizyondan izlediğinde, ''Bu açıdan görsem vermezdim, aklım hasta çocuğumdaydı'' beyanıyla günah çıkarttı. Çöküş devri Giresun deplasmanında 2-0 lık yenilgiyle devam etti. Evimizde Alanyaspor yenilgisi işin tuzu biberi oldu. Son olarak ta Galatasaray'a verilen 3 puanla, gerileme devrindeki kaybımız 5 maçta 15 puan oldu. Bu kötü süreci Teknik Direktörümüz Montella ''Kolumuz kısa kaldı'' şeklinde yorumladı. Taraftar ise Murat Başkanın federasyonu hedef alan sözlerine ve futbolcuların futboldan çok transfer düşündüklerine bağladı...
Sezonu Balotelli şovla tamamladık...
Sezonun son maçında küme düşmüş Göztepe'yi 7 golle uğurladık. Balotelli'nin 5 gol atarak şov yaptığı maç bizim adımıza teselli ikramiyesi oldu ve takımımız uzun süre sonra ilk defa yer aldığı süper ligi 9. sırada tamamlayarak önemli bir başarıya imza attı...
Futbolcularımızın karneleri...
-Kaleci Muriç...Yeni geldiğinde bocalama dönemi geçirdi, normaldi, kolay değildi yeni bir ülkenin iklimine, ligine, yemeklerine alışmak. Kazağını Ferhat'a kaptırdı ancak Ferhat'ın kötü gidişi, Muriç'in alışım süresine hızlandırdı. Ferhat'tan formayı bir kaptı, pir kaptı. Uzun boyunun avantajını kullandı. Refleksleri iyiydi. Oyunu kaleden başlatma konusunda kendini geliştirdi. Gösterdiği aşama ile Süper ligin en iyi 3 kalecisi arasına girdi. Elde tutmamız zorlaştı. Bonservisi alınırsa fevkalade, bir yıl daha kiralanırsa, o da güzel olur...Karne notu 9...
-Svensson...Bir transfer başarısı...Defansın sağında savunma ve ofansif görevleri üslendi, sezon boyunca formasını çıkarmadan formunu ve istikrarını sürdürdü. Genç İsmail Çokçalış ile rekabete sokulursa, verimliliği artar ve seneye sağbek sorunu yaşamayız...Karne notu 7...
-Sağ stoper Samet...Montella hocanın yıldızı...Sürekli oynayınca kendini inanılmaz geliştirdi. Hava üstünlüğünün yanına, pozisyon bilgisi ekledi. Geriden uzun ve kısa paslarla oyun kurma konusunda gelişim sağlayınca, bir anda transferin gözdesi oldu. Montella hocanın kendisine güvenini boşa çıkarmadı...Karne notu 9...
-Sol stoper Tayyip...Başarılı geçen sezonun ardından sezon başında Samet hoca döneminde şans buldu ancak Montella hocanın gözüne girmesi zaman aldı. Bu süre de formasını Simon Deli'ye kaptırdı. Sezonu ikinci yarısında tekrar formasına kavuştu, Samet ile uyum yakalayıp başarılı bir sezon geçirdi, son 6 maç hariç...Tayyip'in karne notu 6...Simon Deli karne notu 5...
-Kaan ve Rassoul... Defansın solunu paylaşan isimlerimiz. Bütün sezon dönüşümlü forma giydiler ancak takımımızın en zayıf karnı, bu bölge oldu. Rakip takımlar ataklarını, bu bölgenin zaafiyetine dayandırdılar. Kaan sezon devam ederken takımı bırakmak zorunda kaldı. Karne notu 4...Rassoul bu sezon bir türlü geçen sezon solbekte gösterdiği performansı gösteremedi. Bir özel söyleşide bana ön libero da daha başarılı olacağını söyledi. Karne notu 4...
-Gökhan İnler... 37 lik delikanlı bu sezon adeta ikinci baharını yaşadı. Montella ona güvendi ve hatta beraber oynadığı en iyi 11 listesine İnler'i yazdı. Ne zaman görev verilse, başarılıydı, profesyonellik örneği gösterdi. Rakipleri yanıltan ters paslarının hayranıyım. Bu sene jübile yapılacağını duydum. Eğer futbolu bırakırsa, profesyonel olarak yönetimde görev almasını isterim. Karne notu 7...
-Stambouli... Orta alan organizatörü...Oyunun her iki yönünü oynayan oyuncu...İyi ki almışız dediğim usta...Birkaç maç oynamadı, ''Sen neymişsin be Stambouli'' dedirtti bana. Karne notu 9...
-Bjarnason...Kendi koşması dışında, Balotelli'nin de yerine koşan çalışkan oyuncu. Montella ile birlikte golcülük hüviyeti de kazandı. Karne notu 9... Oynamadığı zamanlar yerine Sinan Kurt görevi yaptı ve vasatı aşamadı. Çalışkandı ama üreten değildi. Skor olarak zayıf kalınca karne notu 5 e düştü...
-Belhanda... Dünya yıldızı olarak geldi ama bırakın Türkiye'nin, takımının yıldızı bile olamadı. Belki de Türkiye'de ki en kötü sezonunu geçirdi. Montella şans verdiği maçlarda pişman olmuştur. Sadece Fenerbahçe ve Galatasaray'a gol atmakla, koca bir sezonu geçiştiremezsin. Karne notu 4...
-Yunus... Çok büyük gelişim gösterdi. Montella ona mevcut yeteneklerinin üstüne koymasını öğretti. Doğal yetisi hızına ve çabukluğuna, defansa yardım ve son vuruş becerisinin gelişimini kattı. Ödülünü milli takıma çağrılarak aldı. Kiralık olduğu için Galatasaray'a dönecek ama kalacağını sanmıyorum. Kendisine oyun stiline uygun takıma gitmesi tavsiyesinde bulundum. Defans arkasında ki geniş boşluklarını seven oyun stilini ve her deparında önüne top atan Balotelli'yi her takımda bulamaz. 8 gol, 11 asistin karşılığı, Karne notu 10...
-Vargas...Transferin son gününde sessiz sedasız Espanol'dan transfer edilen kanat oyuncusu, bir çok maçta takımını sırtladı ve 13 asist ile kral oldu. enfes frikikler ve 5 gol attı. Rakipleri driplinglerini durduramadılar. Biraz da olumsuz yönlerini sayayım. Çok fazla topla oynadı, saha da kendine ayrı bir top verin, dedirtti. Ofansta iyi olduğu kadar, savunması iyi değildi. Arkasında oynayan Rassoul ve Kaan zor duruma düştü...Karne notu 7...
Balotelli...Dünya yıldızı Balotelli'yi Adana'da izlemek ayrı bir heyecandı. Süper lige renk kattı. Çok fazla koşmadı ama iş bitirdi. Gol krallığında ikinci sırayı kaptı. Tam futboldan koptu derken, Adana'da kendini buldu ve İtalyan milli takımına kadar yükseldi. Bunda Montella'nın oyun anlayışının etkisi oldu. Onu 9 numara pozisyonundan, 10 numara pozisyonuna çekerek verimliliğini arttırdı. Futbolu kadar hırçınlığı konuşuldu. Adana Demirspor'u dünyaya duyurdu. Örneğin, transferini ben Amerika'da Amerikan televizyonlarından duydum ve Adana Demirspor adı geçince gururlandım...Karne notu 9...
-Akintola... Hayal kırıklığı...Hatayspor'da iyi futbolunu izlemesem, ''bunu nerden buldunuz'' derdim. Nijerya milli takımına seçilmesini beklerken, Adana Demirspor'da forma bulamaması, formsuzluğunun göstergesiydi. Montella yeterli şansı verdi ama o kullanamadı. Karne notu 5...
-Assombalonga...İngiltere'den umutlarla getirdiğimiz santfor, 10 gol atmasına karşın bekleneni veremedi ve Balotelli'nin gölgesinde kaldı. Bir ara dönüşümlü oynuyorlardı, Balotelli form grafiğini yükseltti, Assombalonga yükseltemedi. Karne notu 7 de kaldı...
Taraftara alkış...
26 senedir Süper lig hayali ile yanıp tutuşan Mavi Şimşekler bu sezonun keyfini yaşadılar, tribünleri doldurarak, maç boyunca destekleyerek hakkını verdiler. Sezon boyunca toplam 256.759 seyirci, ortalaması 13.514 rakamları ile, 4 büyüklerin ardından en çok seyirci sayısı ile Adana'nın gururu oldular, taraflı tarafsız tüm sporseverlerin takdirini kazandılar.
Gelecekten beklentimiz...
-Murat Sancak başkan, kayyum kapılarından aldığı takımımızı hayallerimizin ötesine taşımıştır. Şeref tribününde ki başkanlık koltuğu ona çok yakışıyor. Saha içindeki taraftar diyaloglarını, futbolcularla ''çak'' işlemlerini başkalarına bırakmalı, bütün ağırlığıyla şeref tribününde oturup, keyifle maç izlemelidir. Zaten ''Artık beyanat verme işini arkadaşlarıma bırakacağım'' sözleri, bu düşüncelerimi doğrulamaktadır...
-Teknik Direktör koltuğunda oturan Montella devam etmelidir. Takımımızı, Adana'yı, kebab ve şalgamı, süper ligi ve Türkiye'yi tanımıştır. Kalırsa, bu sene yakaladığı 1.51 puan ortalamasını daha ileriye taşıyacağından şüphem yoktur. Transferde Montella hocanın portföyünden yararlanılmalıdır...
-Murat Başkanın ''Gitmek isteyen, değerini bulan gider, yerlerine daha iyilerini alırız'' cümleleri, bütün camiayı heyecanlandırmaktadır...
-Başarılı takımımızın iskeleti korunmalıdır. Artılarımız, eksilerimizden fazladır. Süper ligin ilk senesinde büyük başarı elde edilmiş ve deneyim kazanılmıştır. Bu sene çita yükseğe konulması, bundan sonra ki hedeflerin bundan aşağı olmayacağı anlamını taşır...