GÖKHAN ZAN anlatıyor;
Babam engelliydi.
41 yaşında vefat etti.
Beşiktaş'a, Galatasaray'a transfer oluşumu ya da milli formayı giyişimi ne yazık ki göremedi.
Böbrek hastası bir annem, zihinsel engelli bir kardeşim vardı, maddi durumumuz kötüydü.
Annem babamla birlikte tarlada çalışırdı ve bizi bir yerlere getirmek için uğraşırdı.
Ben de bir yandan okumaya, bir yandan da futbola tutunmaya çalışıyordum.
Tabii o zamanlar okumak çok önemliydi.
Hatta annem sürekli "Oğlum, futbol bizim karnımızı doyuracak mı? Okusan daha iyi değil mi? " derdi.
Hatay'da o şartlardan çıkıp bu günlere geldim.
İlk kazandığım parayla kardeşlerime tavuk, et aldım.
O dönem büyük lükstü.
Dört yıl boyunca aynı odada uyuduk.
Annem üşümeyelim diye odanın camlarını naylon kaplamıştı.
Hatay spor'a profesyonel sözleşme imzaladığımda hemen kardeşlerime yatak aldım.
Beşiktaş'a transfer olunca da ailemi yanıma almaya karar verdim.
O dönem yaşadığım zorluklar, karakterimi güçlendirdi ve bu da oyun tarzımı etkiledi bence.
Savaşçı, kimliğimi, baş etmek zorunda kaldığım hayat koşullarına borçlu olduğumu söyleyebilirim