Canan Aksu: Bu çığlığa kulak verin!
Canan Aksu: Bu çığlığa kulak verin!
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Mimarlar Odası Adana Şube Başkanı Canan Aksu, TBMM’de bu hafta görüşülecek olan kamu yararına aykırı madencilik, enerji ve inşaat yatırımlarını önceleyen torba yasa teklifinin tüm milletvekillerince reddedilmesi çağrısında bulundu.
TMMOB’nin Türkiye ve geleceği için kamu varlıklarını ve yok olma tehdidi altındaki yaşam değerlerini savunmaya devam edeceğini kaydeden Aksu, uzun yıllardan bu yana tarihi, kültürel ve doğal tüm çevrenin sermayeye tahsis edildiğine dikkat çekti.
“SERMAYEYE YATIRIM VE RANT ALANI OLUŞTURULACAK”
Geçmişte çıkarılan imar afları nedeniyle binlerce yurttaşın hayatını kaybetmesine karşın imar affı uygulamalarından vazgeçilmediğine işaret eden, 2018 yılında “İmar Barışı” adı altında kıyı alanları, tarım arazileri, orman alanları, içme suyu havzaları ve tarihi, doğal, arkeolojik sit alanları üzerine inşa edilen bina ve tesisler dâhil olmak üzere, bütün kaçak yapıları yasal hale getirmek üzere 7143 Sayılı Torba Yasa yayımlandığını, planlama, mimarlık ve mühendislik süreçlerinden geçmemiş̧ yapılarda yurttaşların can ve mal güvenliği tehlikeye atıldığını ve kaçak yapılaşmanın teşvik edildiğini vurgulayan Başkan Aksu, TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’nda kabul edilen ve bu hafta meclis genel kurulunda görüşülmesi öngörülen; 215 sıra, 3159 esas nolu torba yasanın doğal çevre ve korunan alanlarda; tabiat varlıkları, koruma alanları, ormanlar, kıyılar, milli parklar, doğal sit alanları, meralar, yaylalar, kışlaklar ile bütün yaşam değerlerini sermayenin yatırım ve rant alanı haline getirilmesine yönelik en kapsamlı düzenlemeleri içerdiğini dile getirdi.
Başkan Aksu, “Yasayı hazırlayanlar yakın dönemde peş peşe getirilen imar, çevre, kıyılar, zeytinlikler, madenler ve koruma alanlarındaki mevzuata yönelik değişikliklerin; yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilen enerji üretimin artırılması, bu alandaki projelerin hızla hayata geçirilmesi, izin ve onay süreçlerinin sadeleştirilmesi, yatırımların hızlandırılması ve üstün kamu yararının gözetilmesi gerekçeleriyle hazırlandığını belirtse de yatırımcıların ve sermayenin lehine düzenlemeler getirildiği görülmektedir” dedi.
“KAMU ADINA DENETİM DEVRE DIŞI KALACAK”
Teklifle önerilen değişikliklerin amacının; madencilik ve enerji üretim faaliyetlerinin çevresel etkilerinin en aza indirilerek sürdürülmesi olmadığı; enerji sektöründe ve madencilik faaliyetlerinde çevresel etki değerlendirme süreçlerinin ve kamu adına denetimin devre dışı bırakılarak yatırımcıların izin ve ruhsat süreçlerini hızlandırıcı ve kolaylaştırıcı nitelikte olduğunun anlaşıldığına işaret eden Başkan Aksu, şunları söyledi:
“Torba Yasa teklifiyle önerilen düzenlemeler genel çerçevede değerlendirildiğinde; doğal, tarihi ve kültürel tüm alanlarda büyük ölçekli projelerle çevre katliamının önünün açıldığı görülmektedir. Madencilik için ayrılan alanda arkeolojik kültür varlıkları ile karşılaşılması durumunda Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ilgili firmaya ödeme yaparak arkeolojik alanı koruma altına alabileceği maddesi, Türkiye’nin imzalayarak mevzuatına aldığı Avrupa Arkeolojik Mirasının Korunmasına Dair Sözleşme ile açıkça çelişmektedir. Getirilmek istenen değişikliklerin önemli bir bölümü; ÇED sürecini kısıtlayan, şirketlerin yatırımlarını daha hızlı gerçekleştirmelerine yarayan, ÇED süreci uygulanacak projelerin kapsamını ve incelenecek etki sahasını daraltan düzenlemeleri içermektedir. Bu düzenlemeler ile Bakanlık, yatırımların çevresel etkilerini denetlemek yerine, gerçekleştirilmelerini takip etmeyi hedeflemektedir. Projelerin çevreye zararını engellemeyi amaçlayan mevzuat; iktidarın kalkınma hedefleri ile şirketlerin yatırım faaliyetleri çerçevesinde şekillenmektedir.
Çevreye büyük ölçüde etki edebilecek ve zarar verebilecek projelerin yürütülmesinde; inceleme ve denetim süreçleri, karmaşık bürokratik işlemler ve makul olmayan süreler olarak görülmekte; tüm bu denetimlerin hızlandırılarak ilgili kamu kurumlarının yetkilerinin kısıtlanması ve merkezi idareye hatta Cumhurbaşkanlığına devredilmesi istenmektedir. Maden Kanunu başta olmak üzere teklifte getirilen süreci kolaylaştırıcı düzenlemelerle bağlantılı olarak yapılan değişiklikler, çevresel etki değerlendirmesi ve kamusal ve hukuki denetime takılan birçok projenin önünü açmayı amaçlamaktadır.
“TÜM ÇEVRE VE KORUNAN ALANLAR TEHDİT ALTINDA”
Mimarlar Odası olarak; Demokrasi, hukuk, kent, kültür ve çevre karşıtı alınan bütün plan, karar ve uygulamaların ivedilikle durdurulması ve kamuoyunun değerlendirmesine açılması, Doğal sit alanlarını ve çevreyi iktidar destekli sermaye sınıfları ile işbirliği içinde yapılaşmaya açan uygulamaların durdurulması, Saydam ve katılımcı sürece dayanmayan ve bilimsel ilkelere aykırı mevzuat düzenlemeleri ile tüm çevrenin ve korunan alanların yoğun yapılaşmaya açılması girişiminden vazgeçilmesi, Ülkemizin geleceğini ve toplumsal yaşamımızı tehdit eden; zeytinlikleri, tarım arazilerini, ormanları, akarsu ve kıyıları, eşsiz doğa güzelliklerini tahrip eden girişimlerin gündemden kaldırılması, Yerel toplumun yaşamının devamlılığı yerine, enerji ve turizm odaklı yatırımların önünün açılmasını hedefleyen girişim ve anlayışların terk edilmesi, Meslek Odaları, Üniversiteler ve kamu kurumları tarafından düzenlenen raporların dikkate alınması ve tüm paydaşların yer aldığı katılımcı süreçlere bağlı olarak alınacak bilimsel şehircilik ilkelerine dayalı planlama kararların hayata geçirilmesi, Türkiye’nin altına imza attığı uluslararası anlaşmalara esas olan duyarlılıkların kamusal politikaları yönlendiren aktörler tarafından dikkate alınmasının sağlanması için, Katılımcı süreçlerden uzak olarak hazırlanan; halk ile birlikte çevre ve meslek örgütlerini süreçten uzaklaştıran, sürecin merkezi elden yatırımcı şirketlerin lehine yürütülmesini önceleyen, tüm çevreyi ve korunan alanları tehdit ederek yaşanabilir çevre hakkını gasp eden düzenleme ve değişikliklerin iptal edilmesi; TBMM gündemine getirilen Torba Yasa teklifinin reddedilmesi için çağrıda bulunuyoruz.”
“MİMARLIK YALNIZCA YAPI TASARLAMA, İNŞA ETME SANATI DEĞİLDİR”
Mimarlar Odası Adana Şube Başkanı Canan Aksu, Mimarlar Odası’nın kurulduğu günden bugüne 70 yıllık tarihiyle; “toplum hizmetinde mimarlık” anlayışını ve kamu yararının gözetilmesini temel aldığını, mimarlığın yalnızca nitelikli yapı tasarlama ve inşa etme sanatı olmadığını, her bireyin temel hakkı olan nitelikli, sağlıklı, güvenli yaşam çevrelerinin oluşturulmasına katkı sunmanın mimarın hem mesleki görevi hem de topluma karşı sorumluluğu olduğuna dikkat çekti. Aksu, “Mesleğimiz, kentlerimiz, ülkemiz ve geleceğimiz için duyarlı tüm kesimleri ve sorumluları harekete geçmeye ve bu çığlığa kulak vermeye çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.