Günümüzde “YAZLIK SİNEMA” keyfini bir Altın Koza bir de Sabri Şenevi Sinema Evi yaşatıyor
Günümüzde “YAZLIK SİNEMA” keyfini bir Altın Koza bir de Sabri Şenevi Sinema Evi yaşatıyor
Sinemaya olan tutkusundan dolayı evlenmediğini ve bunu da hiç aklına getirmediğini anlatan 67 yaşındaki Sabri Şenevi daha sonra sözlerini şöyle sürdürüyordu; “Çünkü evlenip, çoluk çocuğa karışmış olsaydım sinemaya olan tutkum kısıtlanacaktı, engellenecekti ve sonunda da belki bitecekti. Ama ben bunu göze alamazdım ve sinemaya olan tutkumu devam ettirdim”…
>> SABİT ÖZKESER
ÇUKUROVA PRESS’İN SORULARINI YANITLADI
Adana’nın en eski caddelerinden biri olan Saydam’ın dar sokaklarında iki katlı evini 10 binin üzerindeki film, afiş ve sinema makineleriyle müzeye dönüştüren, evinin karşısında başkasına ait olan ve kendisine teslim edilen 90 metrekarelik çöplük yeri sinema makinesini kurup ve tahta sandalyeler yerleştirerek, ‘Yazlık Sinema” ya çeviren Sabri Şenevi, Çukurova Press’in sorularını yanıtladı. Çocuk yaşlarda topladığı binlerce film, afişin ardından sinema makineleriyle müze haline getirdiği evinin avlusunda ilk olarak yıllarca ücretsiz nostaljik filmler izleten Şenevi, gelen Adanalılar’a ayrıca gazoz ve patlamış mısırı da ikram ederek, sinemaseverlerin gönlünü kazanıyordu…
“SİNEMANIN BÜYÜSÜNÜ BEN ORADA ANLADIM”
Sinemaya babasının 6 yaşında iken annesi ile birlikte ilk kez götürdüğünü ve o dönemlerde sinemanın ne olduğunu dahi bilmediğini anlatan Sabri Şenevi, “Yabancı ‘Tarzan’ filmini izlediğim sırada beyaz perdenin içinden yarı çıplak bir adam kayşanın üzerine çıkarak “Ayyyy” diye bağırdı. Bunun üzerine ormanın içinden aslanlar, kaplanlar, filler, zürafalar, maymunlar hep etrafında toplandı o yarı çıplak adamın… İşte o sahnede sanki beni de o beyaz perdeye çağırıyormuş gibi o sinemanın, o filmin, o sahnenin etkisinde kaldım. Yani sinemanın büyüsünü ben orada anladım. Sonrasında benim sinema tutkum öyle başlamıştı” dedi.
“UZUN YILLAR GÖNÜLLÜ SİNEMA MAKİNİSTLİĞİ DE YAPTIM”
Çocukluğundan bu yana içinde olan sinema sevgisini, evinde kurduğu sinema evinde hem yaşayan hem de yaşatan ve uzun yıllardır da gönüllü sinema makinistliği de yapan Sabri Şenevi, “Daha sonra bizim burada evime yakın Çelik ve Lüks sinemalarının önüne giderdim. Orada Tommiks, Teksas, Zafor kitapları alıp, satardık. Sinemanın böyle makinistten kesilen filmler vardı ve çöplere atarak, birikirdi. O çöpü getirip bizim buradaki Kanlı Fabrika’nın bulunduğu yere döküyorlardı. Biz 3-4 arkadaş koşarak sinemanın çöpünün başına giderdik. Arkadaşlar filmlerden beğendiğini seçerek alıyordu. Ben ise tüm o filmleri kucaklayıp, o afişlerle birlikte şimdi sinema evine dönüştürdüğüm yere getirirdim. Bunu sürekli yapardım. Amaç daha çok afiş ve film almaktı. Yırtık olan afişleri düzeltirdim” diye konuştu..
“YAZLIK SİNEMA KEYFİNİ BİR ALTIN KOZA BİR DE BEN YAŞATIYORUM”
Sinema Evi’ni Bahar Öztan, İhsan Gedik, Engin Çağlar ve Yavuz Karakaş ile tutuklu Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ve eski belediye başkanları Soner çetin ile Akif Kemal Akay’ın da ziyaret ettiğini ifade eden Sabri Şenevi, “Yazlık sinemanın keyfini insanlar özlüyor… O yıllarda akşam olmasını dört gözle bekliyorlardı… Sinemanın önünde fındık, fıstık, çekirdek, dondurma, karpuz çekirdeği satan çok sayıda seyyar satıcılar yer alıyordu ve aynı bir Pazar gibiydi. Mahallelerde, sokaklarda at arabası üzerinde afişler eşliğinde sürekli bağırılarak yeni filmler için anonslar yapılırdı. İşte bu eski keyfi yazın bir ben bir de Altın Koza yaşatıyor. Yazlık Sinema keyfini buraya gelen üniversite öğrencilerine ve diğer gençlere yaşamaya ve tanıtmaya çalışıyorum” dedi.
“SİNEMAYI TEKNOLOJİ VURDU, 200 YAZLIK SİNEMA KAPANDI”
Adana’da 200’e yakın Yazlık Sinema’nın dışında kışlık sinemaların da bulunduğuna dikkat çeken Sabri Şenevi, “Maalesef şimdi ne tek bir Yazlık Sinema kalmadı. Kışlık sinemalar da sadece iki yerdeki AVM’de var. Sinemalar bitti. Günümüzde dijitale döndü ve makineler kalmadığı gibi meslek bitmiştir. Bunda televizyonlardaki dizi furyasının da etkisi olmuştur. Sinemayı meslek olarak görenler, işsiz kalmışlardır. Ben sinemanın hafızasıyım. Türk sinemasında hiç ayrım yapmam ve tüm sanatçıları da çok severim. Çünkü bir emek söz konusu. Israrla soracak olursanız herkesin gönlünde bir aslan yattığı gibi ben de Yılmaz Güney ve Türkan Şoray’ı çok beğeniyorum. Filiz Akın, Fatma Girik de aynı. Yılmaz Güney ve Türkan Şoray’ı beğenmemin nedeni her ikisiyle de bir araya gelmenin etkisi olmuştur” diye konuştu.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.