ALARA DOĞAN
Köşe Yazarı
ALARA DOĞAN
 

Depremler yalnızca binaları değil, beynimizi de sarsıyor…

 “6 Şubat 2023 depremlerinin ardından toplumun yaşadığı etkiler yalnızca psikolojik değil, doğrudan nörolojik izler de taşıyor. Peki beynimiz deprem anında ve sonrasında nasıl çalışıyor?”  Pazar sabahı. Sessizliği yırtan metalik uğultu ve sarsıntı, milyonlarca insanın hayatını aynı anda altüst etti. Kalpler hızla çarpıyor, eller titriyor; bedenler zemine çivilenmiş gibi. Beyin bir yandan hızla düşünüyor, bir yandan donuyor. Bu, evrimsel olarak yerleşmiş “savaş, kaç ya da don” tepkisinin sonucuydu. Amigdala’ alarma geçti, adrenalin ve kortizol salgılandı, kaslara oksijen pompalanmaya başladı. Kimileri panikle koştu, kimileri taş kesildi. Amaç hep aynıydı: hayatta kalmak. Deprem anı çoğu kez hafızaya derinlemesine kazınır. Hipokampus  bu anları saniye saniye kaydeder; bilime göre bu “anı flaşı”dır. Ancak bazen bellek parçalı ya da silik kalır. Bu da beynin kendini koruma mekanizmasıdır. Dahası, travmanın etkisi yalnızca yaşayanlarla sınırlı değildir; “kuşaklar arası travma” çocukların kaygı devrelerinde kalıcı izler bırakabilir. Kahramanmaraş depremini yaşayanların %61,6’sında travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) belirtileri görülmüştür. Bu bozukluk, amigdalada tehdit algısının artması, hipokampusta hafıza kaydının bozulması ve prefrontal korteks³in kontrol gücünün zayıflamasıyla kendini gösterir. Çocuklarda kortizol seviyelerinin uzun süre yüksek kalması, öğrenme ve dikkat sorunlarına yol açabilir. Uyku bozuklukları da yaygındır. Normalde hipokampus uyku sırasında anıları düzenler; travma sonrasında bu süreç aksar, kabuslar ve zihinsel yorgunluk baş gösterir. Enkaz altında kalmayanlarda bile ciddi değişimler saptanmıştır: %24 TSSB, %30 depresyon, %28 kaygı bozukluğu. Beyin, tehlikeyi yalnızca fiziksel değil, belirsizlik ve çaresizlikle de kaydeder. Yine de beynin umut verici bir özelliği vardır: nöroplastisite⁶. Sinir hücreleri zamanla yeniden bağ kurar, dikkat ve hafıza toparlanır. Doğru psikolojik destek bu süreci hızlandırır. Bilişsel davranışçı terapi, göz hareketleriyle yeniden işleme ve farkındalık egzersizleri beyinde iyileşmeyi destekler. Sosyal bağlar da aynı şekilde biyolojik bir iyileştirici işlevi görür; komşunun sarılması ya da paylaşılan bir ekmek beynin ödül merkezlerini harekete geçirir. Türkiye’de afet yönetimi çoğunlukla fiziksel yaraların sarılmasına odaklanır; barınma, gıda ve sağlık hizmetleri öncelik kazanır. Ancak kayıpların büyüklüğü ve acının derinliği, ruhsal desteğin de en az bunlar kadar önemli olduğunu gösteriyor. Depremler yalnızca şehirlerimizi değil, hafızamızı, sinir sistemimizi ve toplumsal bağlarımızı da sarsar. İyileşme, sadece binaların onarılmasıyla değil; aynı zamanda güven, umut ve dayanışmanın yeniden inşasıyla mümkün olabilir.  ¹ Amigdala: Korku ve tehdit algısını işler.  ² Hipokampus: Hafıza merkezi. ³ Prefrontal korteks: Karar verme ve duygusal kontrol. ⁴ Kortizol: Stres hormonu.  5 Nöroplastisite: Beynin yeniden yapılanma yeteneği
Ekleme Tarihi: 08 Eylül 2025 -Pazartesi

Depremler yalnızca binaları değil, beynimizi de sarsıyor…

 “6 Şubat 2023 depremlerinin ardından toplumun yaşadığı etkiler yalnızca psikolojik değil, doğrudan nörolojik izler de taşıyor. Peki beynimiz deprem anında ve sonrasında nasıl çalışıyor?”

 Pazar sabahı. Sessizliği yırtan metalik uğultu ve sarsıntı, milyonlarca insanın hayatını aynı anda altüst etti. Kalpler hızla çarpıyor, eller titriyor; bedenler zemine çivilenmiş gibi. Beyin bir yandan hızla düşünüyor, bir yandan donuyor. Bu, evrimsel olarak yerleşmiş “savaş, kaç ya da don” tepkisinin sonucuydu. Amigdala’ alarma geçti, adrenalin ve kortizol salgılandı, kaslara oksijen pompalanmaya başladı. Kimileri panikle koştu, kimileri taş kesildi. Amaç hep aynıydı: hayatta kalmak.

Deprem anı çoğu kez hafızaya derinlemesine kazınır. Hipokampus  bu anları saniye saniye kaydeder; bilime göre bu “anı flaşı”dır. Ancak bazen bellek parçalı ya da silik kalır. Bu da beynin kendini koruma mekanizmasıdır. Dahası, travmanın etkisi yalnızca yaşayanlarla sınırlı değildir; “kuşaklar arası travma” çocukların kaygı devrelerinde kalıcı izler bırakabilir.

Kahramanmaraş depremini yaşayanların %61,6’sında travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) belirtileri görülmüştür. Bu bozukluk, amigdalada tehdit algısının artması, hipokampusta hafıza kaydının bozulması ve prefrontal korteks³in kontrol gücünün zayıflamasıyla kendini gösterir. Çocuklarda kortizol seviyelerinin uzun süre yüksek kalması, öğrenme ve dikkat sorunlarına yol açabilir.

Uyku bozuklukları da yaygındır. Normalde hipokampus uyku sırasında anıları düzenler; travma sonrasında bu süreç aksar, kabuslar ve zihinsel yorgunluk baş gösterir. Enkaz altında kalmayanlarda bile ciddi değişimler saptanmıştır: %24 TSSB, %30 depresyon, %28 kaygı bozukluğu. Beyin, tehlikeyi yalnızca fiziksel değil, belirsizlik ve çaresizlikle de kaydeder.

Yine de beynin umut verici bir özelliği vardır: nöroplastisite⁶. Sinir hücreleri zamanla yeniden bağ kurar, dikkat ve hafıza toparlanır. Doğru psikolojik destek bu süreci hızlandırır. Bilişsel davranışçı terapi, göz hareketleriyle yeniden işleme ve farkındalık egzersizleri beyinde iyileşmeyi destekler. Sosyal bağlar da aynı şekilde biyolojik bir iyileştirici işlevi görür; komşunun sarılması ya da paylaşılan bir ekmek beynin ödül merkezlerini harekete geçirir.

Türkiye’de afet yönetimi çoğunlukla fiziksel yaraların sarılmasına odaklanır; barınma, gıda ve sağlık hizmetleri öncelik kazanır. Ancak kayıpların büyüklüğü ve acının derinliği, ruhsal desteğin de en az bunlar kadar önemli olduğunu gösteriyor. Depremler yalnızca şehirlerimizi değil, hafızamızı, sinir sistemimizi ve toplumsal bağlarımızı da sarsar. İyileşme, sadece binaların onarılmasıyla değil; aynı zamanda güven, umut ve dayanışmanın yeniden inşasıyla mümkün olabilir.

 ¹ Amigdala: Korku ve tehdit algısını işler.

 ² Hipokampus: Hafıza merkezi.

³ Prefrontal korteks: Karar verme ve duygusal kontrol.

⁴ Kortizol: Stres hormonu.

 5 Nöroplastisite: Beynin yeniden yapılanma yeteneği

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve cukurovapress.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.