ÇAĞKAN İNAN
Köşe Yazarı
ÇAĞKAN İNAN
 

AHDE VEFA

Çalışırken çok güzel bir yazıya denk geldim. Bir deneme yarışmasında, o kadar güzel açıklamış ki sizlerle paylaşmak iştedim. Mevlana’nın da bir şiirinde “Vefa nedir, bilir misiniz?” diyerek sorduğu gibi vefa nedir, ya da vefa bilir miyiz? Ne zaman vefadan bahsedilse aklıma hep Âşık Veysel’in “Benim sadık yârim kara topraktır.” şarkısı gelir. Bu sebepledir ki vefayı daha iyi anlayabilmek için biraz kelimenin köküne inmeliyiz. Vefa kelimesi Arapça “vfy” harflerinin birleşmesi ile oluşmuş ve vefat kelimesi ile aynı kökten gelmektedir. Arapçadan dilimize geçmiş bu iki kelimeden vefa, sözünü tutma, borcuna sadık olma ve görevini yerine getirme anlamlarına gelir. Vefat ise sözünü tuttu, borcunu ödedi ve görevini yerine getirdi anlamlarına gelmekte. Tüm bu anlamlardan yola çıkarak belki de hayatı vefa ile başlayan bir görev, bir amaç ve bu görevin ya da amacın tamamlanması yani vefat ile biten bir süreç olarak tanımlamak gerekir. Peki, bu görev ya da amaç nedir? İşte bu sorunun cevabı herkes için farklı olacaktır. Kimilerimiz bu görevi canlı cansız tüm varlıklara karşılıksız bir sevgi olarak tanımlayabilir. Kimilerimize göre ise sadık bir dost olmaktır, bu görev ya da amaç. Bir de vefa kelimesinin varlığından bihaber olanlarımız vardır…  İnsanoğlu ne kadar söz dinler ve ne kadar vefalıdır bilinmez. Bu nedenle konu sadece vefalı dostlar değildir; “her şey zıddı ile kaimdir.” der bir filozof yani çoğu zaman bu türkülere, şarkılara, şiirlere ve deyimlere vefasızlık da konu olmuştur. Belki de Âşık Veysel’e de: “Benim sadık yârim kara topraktır.” dedirten insanların bu vefasızlığıdır. Ya vefasız dostlarımız, onlara dost demeye devam mı edeceğiz? Yoksa artık dosta vefası kalmayanın hayat yolundaki görevini tamamladığını, o kişinin bizim için vefat ettiğini mi düşüneceğiz? İşte burada vefasızlığın insanoğlu için vefat ile eşdeğer olduğunu görüyoruz. Peki, neden vefasızdır insanoğlu? Sebebi belki de o kalabalık şehirler, belki de gittikçe yalnızlaşan bir yaşamdır. Bunu bir kaç cümleyle öyle kolayca açıklamak çok mümkün olmasa da bu saydıklarımızın vefasızlıkta payı olduğunu unutmamak gerekir. Bizim kararımız ne olursa olsun insanoğlu doğasının gereğini yapacak ve vefadan başlayıp vefata giden serüveninde yanında vefalı dostlar aramaya devam edecektir. EMANETE RİAYET ETMEYENİN İMANI YOKTUR. AHDE VEFA GÖSTERMEYENİN İSE DİNİ YOKTUR. Kalın sağlıcakla…
Ekleme Tarihi: 05 May 2025 - Monday

AHDE VEFA

Çalışırken çok güzel bir yazıya denk geldim. Bir deneme yarışmasında, o kadar güzel açıklamış ki sizlerle paylaşmak iştedim. Mevlana’nın da bir şiirinde “Vefa nedir, bilir misiniz?” diyerek sorduğu gibi vefa nedir, ya da vefa bilir miyiz? Ne zaman vefadan bahsedilse aklıma hep Âşık Veysel’in “Benim sadık yârim kara topraktır.” şarkısı gelir. Bu sebepledir ki vefayı daha iyi anlayabilmek için biraz kelimenin köküne inmeliyiz. Vefa kelimesi Arapça “vfy” harflerinin birleşmesi ile oluşmuş ve vefat kelimesi ile aynı kökten gelmektedir. Arapçadan dilimize geçmiş bu iki kelimeden vefa, sözünü tutma, borcuna sadık olma ve görevini yerine getirme anlamlarına gelir. Vefat ise sözünü tuttu, borcunu ödedi ve görevini yerine getirdi anlamlarına gelmekte. Tüm bu anlamlardan yola çıkarak belki de hayatı vefa ile başlayan bir görev, bir amaç ve bu görevin ya da amacın tamamlanması yani vefat ile biten bir süreç olarak tanımlamak gerekir. Peki, bu görev ya da amaç nedir? İşte bu sorunun cevabı herkes için farklı olacaktır. Kimilerimiz bu görevi canlı cansız tüm varlıklara karşılıksız bir sevgi olarak tanımlayabilir. Kimilerimize göre ise sadık bir dost olmaktır, bu görev ya da amaç. Bir de vefa kelimesinin varlığından bihaber olanlarımız vardır…

 İnsanoğlu ne kadar söz dinler ve ne kadar vefalıdır bilinmez. Bu nedenle konu sadece vefalı dostlar değildir; “her şey zıddı ile kaimdir.” der bir filozof yani çoğu zaman bu türkülere, şarkılara, şiirlere ve deyimlere vefasızlık da konu olmuştur. Belki de Âşık Veysel’e de: “Benim sadık yârim kara topraktır.” dedirten insanların bu vefasızlığıdır.

Ya vefasız dostlarımız, onlara dost demeye devam mı edeceğiz? Yoksa artık dosta vefası kalmayanın hayat yolundaki görevini tamamladığını, o kişinin bizim için vefat ettiğini mi düşüneceğiz? İşte burada vefasızlığın insanoğlu için vefat ile eşdeğer olduğunu görüyoruz. Peki, neden vefasızdır insanoğlu? Sebebi belki de o kalabalık şehirler, belki de gittikçe yalnızlaşan bir yaşamdır. Bunu bir kaç cümleyle öyle kolayca açıklamak çok mümkün olmasa da bu saydıklarımızın vefasızlıkta payı olduğunu unutmamak gerekir.

Bizim kararımız ne olursa olsun insanoğlu doğasının gereğini yapacak ve vefadan başlayıp vefata giden serüveninde yanında vefalı dostlar aramaya devam edecektir.

EMANETE RİAYET ETMEYENİN İMANI YOKTUR.

AHDE VEFA GÖSTERMEYENİN İSE DİNİ YOKTUR.

Kalın sağlıcakla…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve cukurovapress.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.