Türkiye’nin ihtiyacı olan birlik ve beraberliğin Diyanet İşleri Başkanlığı’na yeni atanan Prof.Dr.Safi Arpaguş sağlayabilir. Sayın Arpaguş görevi devraldığı Ali Erbaş’ın yolunu izlediği siyaseti yaptığı ayrımları görerek hareket edecek olur ise görevi başında birleştirici ilk adımı atmış olur.
Çünkü; Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan ayrılan Ali Erbaş, ortak paydalarımızdan bizleri ayırdı. Davranış ve hareketleriyle birlik ve beraberliğime büyük zararlar verdi. Örneğin; 1071 tarihinde Türkler’e Malazgirt Zaferi ile Anadolu kapısını açan Alparslan Han yine 1453 yılında bir çağı kapatıp yeni bir çağı açan İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmet’ten g ünü geldiğinde bahsetmekten her Türk gibi mutlu olan Ali Erbaş bu cennet vatanı bize tekrar kazandıran Mustafa Kemal Atatürk isminden kendisi bahsetmediği gibi teşkilatına da bahsettirmeyen bir uygulama ile Necip Türk Milleti’nin birlik ve beraberliğine bile bile, göre göre zarar verdi. İyi ki bu görevden uzaklaştırıldı.
Şimdi gelelim birlik ve beraberliğimizi yeniden temin edeceğine inandığımız yeni Diyanet İşleri Başkanı Prof.Dr. Saki Arpaguş hafızam beni yanıltmıyor ise 2003 ile 2010 yılları arasında 7 yıl görev yapmış aydın din adamı Sayın Ali Bardakoğlu gibi ortak paydalarımızı kabullenip, kendisi gibi teşkilatına kabullendirir, dinimiz yüce islamı sevdirir, birleştirici, kucaklaştırıcı, kardeşliği öne çıkararak tarzda uygulamalar yapar ise Ali Erbaş döneminde kaybettiğimiz birlik ve beraberlik ile kardeşliğimize sayın Arpaguş döneminde kavuşuruz…
Şu gerçeği hepimiz çok iyi bilmeliyiz; Alparslan Han ve Fatih Sultan Mehmet tarihi değiştiren başarılarda imzaları olan bizim kahramanlarımızdır. Bu kahramanlarımızın o başarıyı yakaladıkları dönemde güçlü orduları vardı. Mustafa Kemal Atatürk 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktığında yanında birkaç arkadaşı vardı. Mondros Antlaşması ile Osmanlı Ordusu dağılmış, silah ve cephanelerine el konulmuştu… Birinci dünya savaşında Osmanlı Ordusu büyük kayıplar vermiş, millet aç ve sefil kurtarıcı bekliyor konumunda. Mustafa Kemal ve arkadaşları Kurtuluş Savaşı’na başladıklarında yanlarında sadece Kuva-yi Milliye ruhuna sahip, iman gücü yüksek Türkler vardı. Silah yok, cephane yok. Bu şartlarda işgal edilmiş cennet vatanı işgalcilerden kurtarmak, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni açmak, Cumhuriyeti ilan etmek, işgalci güçleri yenerek bu cennet vatandan kovmak başlı başına bir destandı.. Başlı başına bir efsaneydi… Ali Erbaş bu efsaneyi kendisi unuttuğu gibi Necip Türk Milletine de unutturmaya çalıştı. Ama başarılı olamadı. Başarılı olamayışının sebebi Büyük Atatürk’ün büyüklüğüne gölge kabul etmeyişiydi..
Bugün geçmişteki birlik ve beraberliğimizi sağlama günüdür. İşte bunun için diyoruz ki; yeni Diyanet İşleri Başkanı Prof.Dr.Safi Alpaguş takdir ettiğimiz eski Diyanet İşleri başkanı Ali Bardakoğlu gibi birleştirici olur ise Türkiye’de birlik ve beraberlik, kardeşlik ruhu Kurtuluş Savaşı öncesinde olduğu gibi yine tavan yapar. Unutulmamalı ki; burnumuzun dibinde bizi bölmek, parçalamak, vatan topraklarımıza el koymak isteyen İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs gibi düşmanlarımız var. Düşmana korku salmak için öncelikle birliğimiz ve beraberliğimiz ile kardeşliğimiz güçlü olmalıdır. Umarım; bu gerçeği Sayın Alpaguş görür ve muhterem Bardakoğlu hoca gibi yol haritasını çizer ve Türkiye’ye sahip çıkar…