HASAN BASRİ YAVUZ
Köşe Yazarı
HASAN BASRİ YAVUZ
 

Öğretmenlik ve imamlık kutsaldır ama !

Muhterem okurlarımız; meslek ayrımında öğretmenin yeri ile imam hatibin yeri yaptıkları görev itibarıyla çok farklıdır… Öğretmeni iman, imamı öğretmen yapamayız… Ve yapılmaması da lazım. Çünkü; öğretmen fikri hür,. Vicdanı hür, geleceğe ışık tutacak bir nesil yetiştirir… İmam Hatip ise dinimiz güzel islamı bu dine gönül verenleri doğru öğrenmelerinde 5 vakit namaz kılmalarında Cuma hutbeleri okunmasında görevini bilerek ve İslam dinine sahip çıkarak, yapan kişidir… Bugün  Türkçe, Matematik, Tarih öğretmenlerini ‘Sizleri imam olarak atadım’ demek yanlışa davetiye çıkartmaktır. Aynı durumda imam hatiplilere de ‘sizi öğretmen olarak atadım’ demek aynı yanlışlığı yapmaktır. Gelişmiş ülkeler öğretmenlerine sahip çıkarak, onlara yeterli değerin  ve korunmayı sağlayarak başarılı olmuşlardır. Bugün İsveç, Norveç, Danimarka bu konularda Avrupa’nın en gelişmiş ülkeleri olmalarını öğretmene verdikleri  değer sayesinde kazanmışlardır… Büyük Atatürk’ün her şey olabilirsiniz ama öğretmen olamazsınız sözü ülkeyi yönetenler tarafından hiçbir zaman göz ardı edilmemelidir. Ne yazık ki; Cumhuriyetin üzerinden 102 yıl geçmiş bu 102 yıl içerisinde daha ileriyi hedeflemek ve o hedefi yakalamak çabası bugün baltalanmak isteniyor. Bunun sebebi de kalkınmada lokomotif görevi yapan formasyon sahibi öğretmenler yerine okullara imamların atamalarının yapılmasıdır. İmam kendi görevini yapacak, öğretmen de kendi görevini yapacak. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, eğitim konusunda Avrupa ile yarışmak istiyor ise; kendi yetiştirdiği öğretmenlerine çok büyük değerler vererek onlara sahip çıkacak. İmamların yapmış olduğu görevler de önemlidir. Ancak; hiçbir imam okullarda çocuğunun imam tarafından eğitilmesini istemez. Çünkü; evinde kendi çocuğuna o eğitimi verir. Okullu olmasının nedeni de Avrupa ile yarışabilecek bilgi birikimine çocuğunun kavuşması noktasında okulda öğretmenleri tarafından yetiştirilmesini ister. Ayrıca; Türkiye Cumhuriyeti Devleti demokrasiye dayalı bir devlettir. Yani demokrasi ile yönetilir. Bu yönetim anlayışında herkes kendi inancında serbesttir, özgürdür ve o özgürlük ve serbestlik içerisinde ibadetini yapar. Birçok kişi sahip olduğu inanç nedeniyle okullarda imamların öğretmenlik yapmasını çocukları açısından zararlı bulur. Bu durumda olan kimselerin suçlamak da hiç kimseye yakışmaz, hakkı da değildir. Sonuç olarak öğretmen öğretmenliğini yapmalı, imam da imamlığını yapmalıdır. Avrupa’yı yakalamak istiyorsak parolamız; ışık olan öğretmenle fazlasıyla sahip çıkmak. Görevini hem devlet olarak hem millet olarak üstlenmeliyiz ve istemeliyiz. İşte o zaman Türkiye Cumhuriyeti Devleti evlatları Avrupa’daki yaşıtları ile bire bir yarışırlar…
Ekleme Tarihi: 20 Kasım 2025 -Perşembe

Öğretmenlik ve imamlık kutsaldır ama !

Muhterem okurlarımız; meslek ayrımında öğretmenin yeri ile imam hatibin yeri yaptıkları görev itibarıyla çok farklıdır… Öğretmeni iman, imamı öğretmen yapamayız… Ve yapılmaması da lazım. Çünkü; öğretmen fikri hür,. Vicdanı hür, geleceğe ışık tutacak bir nesil yetiştirir… İmam Hatip ise dinimiz güzel islamı bu dine gönül verenleri doğru öğrenmelerinde 5 vakit namaz kılmalarında Cuma hutbeleri okunmasında görevini bilerek ve İslam dinine sahip çıkarak, yapan kişidir…

Bugün  Türkçe, Matematik, Tarih öğretmenlerini ‘Sizleri imam olarak atadım’ demek yanlışa davetiye çıkartmaktır. Aynı durumda imam hatiplilere de ‘sizi öğretmen olarak atadım’ demek aynı yanlışlığı yapmaktır. Gelişmiş ülkeler öğretmenlerine sahip çıkarak, onlara yeterli değerin  ve korunmayı sağlayarak başarılı olmuşlardır. Bugün İsveç, Norveç, Danimarka bu konularda Avrupa’nın en gelişmiş ülkeleri olmalarını öğretmene verdikleri  değer sayesinde kazanmışlardır…

Büyük Atatürk’ün her şey olabilirsiniz ama öğretmen olamazsınız sözü ülkeyi yönetenler tarafından hiçbir zaman göz ardı edilmemelidir. Ne yazık ki; Cumhuriyetin üzerinden 102 yıl geçmiş bu 102 yıl içerisinde daha ileriyi hedeflemek ve o hedefi yakalamak çabası bugün baltalanmak isteniyor. Bunun sebebi de kalkınmada lokomotif görevi yapan formasyon sahibi öğretmenler yerine okullara imamların atamalarının yapılmasıdır. İmam kendi görevini yapacak, öğretmen de kendi görevini yapacak. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, eğitim konusunda Avrupa ile yarışmak istiyor ise; kendi yetiştirdiği öğretmenlerine çok büyük değerler vererek onlara sahip çıkacak. İmamların yapmış olduğu görevler de önemlidir. Ancak; hiçbir imam okullarda çocuğunun imam tarafından eğitilmesini istemez. Çünkü; evinde kendi çocuğuna o eğitimi verir. Okullu olmasının nedeni de Avrupa ile yarışabilecek bilgi birikimine çocuğunun kavuşması noktasında okulda öğretmenleri tarafından yetiştirilmesini ister. Ayrıca; Türkiye Cumhuriyeti Devleti demokrasiye dayalı bir devlettir. Yani demokrasi ile yönetilir. Bu yönetim anlayışında herkes kendi inancında serbesttir, özgürdür ve o özgürlük ve serbestlik içerisinde ibadetini yapar. Birçok kişi sahip olduğu inanç nedeniyle okullarda imamların öğretmenlik yapmasını çocukları açısından zararlı bulur. Bu durumda olan kimselerin suçlamak da hiç kimseye yakışmaz, hakkı da değildir.

Sonuç olarak öğretmen öğretmenliğini yapmalı, imam da imamlığını yapmalıdır. Avrupa’yı yakalamak istiyorsak parolamız; ışık olan öğretmenle fazlasıyla sahip çıkmak. Görevini hem devlet olarak hem millet olarak üstlenmeliyiz ve istemeliyiz. İşte o zaman Türkiye Cumhuriyeti Devleti evlatları Avrupa’daki yaşıtları ile bire bir yarışırlar…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve cukurovapress.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.