SAMET BEYAZ
Köşe Yazarı
SAMET BEYAZ
 

İnsan bedeninde; “Çin” olabilmek

Bir ülkenin Dünya gücü olması ile bir insanın sağlıklı olması arasındaki benzerlik evrenler yasaların genel geçer olmasıyla yakından alakalı. Bir ülkenin “Dünya gücü” olabilmesi için Ekonomik güç, demografik güç ve Donanmasının olabilmesi şart. Donanma dolaşım ağımız, ekonomik güç beslenmemiz, demografik yapı bu malzeme ve yollar varken olayı yönetebilmek. İnsan bedenine uyarlarsak; İyi beslenmek (ekonomik güç), mikro besinleri organize etmek (demografik güç) ve 120 bin kilometrelik dolaşım sisteminin çoğuna hâkim olmak ve işler durumda olmasını (donanma ve deniz yolları) sağlamak gerekir.  Hepimiz, bir Anglo Sakson ülke olan Britanya’nın diğer bir akrabası Amerika’ya süper güç olma durumunu kaptırırken bunun çok öncesinde aslında Kızılderili yerli halk ile asimetrik bir güçle savaşan, kasabalarda düello ile sefil bir adalet sağlayan bir 18. Yüzyıl ülkesi olduğuna kovboy filmlerinden aşinayız. Dünya devi olması, insan bedenindeki; iyileşme krizine benzer bir sefillik ve güç toplamanın ardından geldi.   Japonya ikinci dünya savaşı öncesi dandik, kalitesiz ve kısa ömürlü tüketim mallarıyla meşhurdu. İnanması zor biliyorum ama bir dönem bu nedenle Japon ürünlerinin Amerika’ya ihracatı yasaktı.  “Made in japan” denilince “dandiklik” ve “kalitesizlik” kastedilen bir durumdan, 20. Yüzyılın sonlarına doğru Japon kalitesi ve uzun ömürlü tüketim malları ile ün yapan bir ülke haline gelmesi, bir “yavaşlamanın ve afallamanın” ardından olabildi.  Yakın zamanda Çin malı denilince, bir alay ifadesi taşıyan ve neredeyse “dandik” anlamına gelebilecek bir edebiyat jargonuna dönüşmesine hepimiz tanıklık ettiğimiz gibi, bu alayı bizlerde dilimize dolamış olabiliriz. Şimdi ise otomotiv sanayide “Volvo” kalitesini standart hale getirmesi, dünya deniz yollarını ve denizcilik gücünü, her geçen gün en yakın rakibine onlarca kat fark atmasıyla değiştiren, sadece kaliteli mallar üretmeye evrilen bir süper güce “yavaş ve sancılı bir biçimde değişerek”, bu çaresizlik dönemlerinden geçtikten sonra evrilebildi. İnsan vücudunda da, siz değişmeye ve nihayetinde güçlenmeye karar verdiğinizde , bir hegemonik değişim için, benzer sancılar dikkati çeker. Aynı şekilde; Egzersize yeni başlamak, “önce” dinlenmeye daha fazla ihtiyacın olduğu bir vitese düşmenize neden olur. Yavaşlarsınız! Diyete başladığınızda “önce” yavaşlarsınız! Sağlıklı beslenmeye ilk adım attığınızda alkol üreten mantarlarınız veyahut da nörotransmiter yolağını elinde tutan mikro biyomunuz nedeniyle “önce” yavaşlarsınız!  Şekeri bıraktığınızda enerji elde etme döngünüz yağ yakmaya henüz öncelik vermediğinden, “önce” yavaşlarsınız! Kafeini terk ettiğinizde, bu uyarıcıya alıştığınızdan;“önce” yavaşlarsınız! Sadece zorlukların içindeki hayatınız “bir süreliğine” yavaşlar. “Önce” yavaşlar, sonra ise sizi yoracak ve yıpratacak kadar değil; olması gerektiği kadar hızlanırsınız. Olması gerektiği hali sağlıksız hallerinizden kat kat hızlıdır. Vites küçültmekten korktuğumuzda sağlıklı yaşama adım atmaktan da korkarız.  Aslında gerçek hızınıza ulaşmak için önce vites küçültmeyi göze almalıyız. Zorluk buradadır. Kolaylık bilmekle başlar. “Önce” olan her şey zamanla tersine döner. Daha sonraları ilk iradenize ihtiyacınız kalmaz. Artık kolaylıkla daha az dinlenerek egzersizleri arzulayarak yaparsınız. Canınız şeker istemez. Evet, “istemez” gibi bir seçenekle şimdiye kadar hiç karşılaşmasanız da böyle bir arzusuzluk hali var.   Yediğiniz içtiğinize diyet dememeye başlarsınız. Ezelden beri olması gereken buymuş gibi davranırsınız.  Uyarıcılara isteğiniz seyrekleşir.  Mikro biyomunuz Marmaris’te ranta açık olabilecek seyrek bir çam ormanından, amazon çeşitliliğine dönüşür. En uzak hedef, önce; ilk adımla başlar. Emeklemekten utanırsanız yürümeyi başaramazsınız. Yürümeyi öğrenmeden koşamazsınız. Önce “dandikliği” iliklerinize kadar yaşamanız gerekebilir. Yavaşlarsınız ve bir yayın oku germesi gibi daha fazla geriye çekilmeden ileriye atılmanız mümkün olmayabilir.   
Ekleme Tarihi: 16 Mayıs 2024 - Perşembe

İnsan bedeninde; “Çin” olabilmek

Bir ülkenin Dünya gücü olması ile bir insanın sağlıklı olması arasındaki benzerlik evrenler yasaların genel geçer olmasıyla yakından alakalı. Bir ülkenin “Dünya gücü” olabilmesi için Ekonomik güç, demografik güç ve Donanmasının olabilmesi şart. Donanma dolaşım ağımız, ekonomik güç beslenmemiz, demografik yapı bu malzeme ve yollar varken olayı yönetebilmek. İnsan bedenine uyarlarsak; İyi beslenmek (ekonomik güç), mikro besinleri organize etmek (demografik güç) ve 120 bin kilometrelik dolaşım sisteminin çoğuna hâkim olmak ve işler durumda olmasını (donanma ve deniz yolları) sağlamak gerekir.

 Hepimiz, bir Anglo Sakson ülke olan Britanya’nın diğer bir akrabası Amerika’ya süper güç olma durumunu kaptırırken bunun çok öncesinde aslında Kızılderili yerli halk ile asimetrik bir güçle savaşan, kasabalarda düello ile sefil bir adalet sağlayan bir 18. Yüzyıl ülkesi olduğuna kovboy filmlerinden aşinayız. Dünya devi olması, insan bedenindeki; iyileşme krizine benzer bir sefillik ve güç toplamanın ardından geldi. 

 Japonya ikinci dünya savaşı öncesi dandik, kalitesiz ve kısa ömürlü tüketim mallarıyla meşhurdu. İnanması zor biliyorum ama bir dönem bu nedenle Japon ürünlerinin Amerika’ya ihracatı yasaktı.  “Made in japan” denilince “dandiklik” ve “kalitesizlik” kastedilen bir durumdan, 20. Yüzyılın sonlarına doğru Japon kalitesi ve uzun ömürlü tüketim malları ile ün yapan bir ülke haline gelmesi, bir “yavaşlamanın ve afallamanın” ardından olabildi.

 Yakın zamanda Çin malı denilince, bir alay ifadesi taşıyan ve neredeyse “dandik” anlamına gelebilecek bir edebiyat jargonuna dönüşmesine hepimiz tanıklık ettiğimiz gibi, bu alayı bizlerde dilimize dolamış olabiliriz. Şimdi ise otomotiv sanayide “Volvo” kalitesini standart hale getirmesi, dünya deniz yollarını ve denizcilik gücünü, her geçen gün en yakın rakibine onlarca kat fark atmasıyla değiştiren, sadece kaliteli mallar üretmeye evrilen bir süper güce “yavaş ve sancılı bir biçimde değişerek”, bu çaresizlik dönemlerinden geçtikten sonra evrilebildi.

İnsan vücudunda da, siz değişmeye ve nihayetinde güçlenmeye karar verdiğinizde , bir hegemonik değişim için, benzer sancılar dikkati çeker.

Aynı şekilde;

Egzersize yeni başlamak, “önce” dinlenmeye daha fazla ihtiyacın olduğu bir vitese düşmenize neden olur.

Yavaşlarsınız!

Diyete başladığınızda “önce” yavaşlarsınız!

Sağlıklı beslenmeye ilk adım attığınızda alkol üreten mantarlarınız veyahut da nörotransmiter yolağını elinde tutan mikro biyomunuz nedeniyle “önce” yavaşlarsınız!

 Şekeri bıraktığınızda enerji elde etme döngünüz yağ yakmaya henüz öncelik vermediğinden, “önce” yavaşlarsınız!

Kafeini terk ettiğinizde, bu uyarıcıya alıştığınızdan;“önce” yavaşlarsınız!

Sadece zorlukların içindeki hayatınız “bir süreliğine” yavaşlar. “Önce” yavaşlar, sonra ise sizi yoracak ve yıpratacak kadar değil; olması gerektiği kadar hızlanırsınız. Olması gerektiği hali sağlıksız hallerinizden kat kat hızlıdır. Vites küçültmekten korktuğumuzda sağlıklı yaşama adım atmaktan da korkarız.  Aslında gerçek hızınıza ulaşmak için önce vites küçültmeyi göze almalıyız. Zorluk buradadır.

Kolaylık bilmekle başlar. “Önce” olan her şey zamanla tersine döner. Daha sonraları ilk iradenize ihtiyacınız kalmaz. Artık kolaylıkla daha az dinlenerek egzersizleri arzulayarak yaparsınız. Canınız şeker istemez. Evet, “istemez” gibi bir seçenekle şimdiye kadar hiç karşılaşmasanız da böyle bir arzusuzluk hali var.   Yediğiniz içtiğinize diyet dememeye başlarsınız. Ezelden beri olması gereken buymuş gibi davranırsınız.  Uyarıcılara isteğiniz seyrekleşir.  Mikro biyomunuz Marmaris’te ranta açık olabilecek seyrek bir çam ormanından, amazon çeşitliliğine dönüşür. En uzak hedef, önce; ilk adımla başlar. Emeklemekten utanırsanız yürümeyi başaramazsınız. Yürümeyi öğrenmeden koşamazsınız. Önce “dandikliği” iliklerinize kadar yaşamanız gerekebilir. Yavaşlarsınız ve bir yayın oku germesi gibi daha fazla geriye çekilmeden ileriye atılmanız mümkün olmayabilir. 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve cukurovapress.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.