“Açıklanan enflasyon gerçeklerle örtüşmüyor”

Siyaset 04.01.2022 - 10:17, Güncelleme: 16.01.2023 - 07:02 1955+ kez okundu.
 

“Açıklanan enflasyon gerçeklerle örtüşmüyor”

TÜİK’nin açıkladığı yıllık % 36 enflasyon rakamlarının da Türkiye gerçekleriyle örtüşmediğine işaret eden CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Yurttaşların yaşamının içinde olan elektrik, akaryakıt, doğal gaz ve gıda ürünlerine gelen zamlar üzerinde hesaplama yapılmaz ise gerçek enflasyon rakamına ulaşılamaz” dedi.
TMO’nun enflasyon rakamlarının da üzerinde fiyat artışı yapmasını, ülkemizde öngörülebilir bir tarım politikasının olmamasıyla bağdaştıran Ömer Fethi Gürer, “Çiftçinin girdi maliyetlerindeki artışa rağmen taban fiyatlarını düşük tutan siyasi iktidar, 8 ay içinde çiftçiden aldığı hububat ürünlerine yüzde 45’den az olmamak şartıyla fiyat artışı yaparak satış fiyatı açıkladı” diye konuştu. Bu durumda piyasada yem ve un fiyatlarının artacağına işaret eden Gürer, “yem fiyatlarındaki artış et ve süt mamulleri fiyatlarında artışa neden olacak. Buğday fiyatlarındaki artış da ekmek başta olmak üzere unlu mamullerde artış yapacak.2021 yılı ortasında 180 lira olan 50 kg’lık unun fiyatı 350 liraya çıktı. Bunun nedeni girdi maliyetlerindeki artışa rağmen iktidarın bu konuda duyarsız olmasıdır” şeklinde konuştu. Çitçinin bir dönüm üzerinde kullandığı mazotun maliyeti 48 lira iken bugün 105 liraya çıktığını ve mazot desteğinin ise sadece 22 lira olduğunu anımsatan Gürer, zirai ilaçlarda, tohumda, elektrik fiyatlarında, mazottaki artışlara müdahale edilmez ise ürün fiyatlarının artmasının da kaçınılmaz olacağını belirtti. Konya Borsası’nda aralık ayı sonunda ekmeklik buğdayın 4 bin 633 tl ton, arpanın 3 bin 755 lira/ton olduğunu, Gaziantep Borsası’nda ise buğdayın çeşidine göre 5 bin lira ile 5 bin 200 lira/ton, arpanın ise 3 bin 750 lira/ton olduğunu belirten Gürer, borsalardaki fiyatların TMO’nun fiyatlarının üzerinde olduğuna dikkat çekti. Piyasadaki artışın üretime de yansımadığını ve çiftçinin kazanmadığını anlatan Gürer, “Ürünü çiftçi üretince o günkü değerden mecbur satıyor. Borcu var, ürün çiftçiden çıktıktan sonra fiyat artıyor. Bu da çiftçiye fayda sağlamıyor. Çiftçi mutlu olmadığı için ekimden her yıl uzaklaşıyor. 1980 yılından bugüne 3 milyon hektar yalnız hububatta tarım arazinin ekim alanı olmaktan çıktı. 700 bin çiftçinin de çiftçiliği bıraktı” dedi. TMO yetkililerinin kuraklığa, pandemiye ve girdi fiyatlarındaki artışa rağmen tarımda sürecin bir önceki yıla göre daha iyi olduğu yönünde açıklama yapmasını da eleştiren Gürer, enflasyonun yüzde 36 olduğu ülkemizde yüzde 45 ila yüzde 61 oranında zam yaparak piyasaya ürün veren TMO’nun tarımda pembe tablo çizmeye çalışmasının akıl alır bir durum olmadığını ifade etti. TMO’nun tonu 5 bin lira taban fiyat açıkladığı mercimeğin 16 bin 75 liraya, 4 bin lira olarak açıkladığı nohuttun 12 bin liraya, tarlada 8 bin liradan alınan fasulyenin de 16 bin liraya borsalarda satıldığını anlatan Gürer, “Marketlerde ise mercimeğin kilosu 30 liraya, nohut 30 liraya satılıyor. 5 lira nere, 30 lira nere? Tüketici pahalıya ürün yiyor, üretici kazanmıyor, aracı kazanıyor” dedi.  ZAMLARIN ARKASI KESİLMİYOR  CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, yeni yıl ile birlikte iğneden ipliğe her şeye zam yapılan ülkemizde, TMO’nun hububat fiyatlarını artırmasının önümüzdeki günlerde başta ekmek ve unlu mamuller ve arpada artışın yem fiyatlarında artış ile süt ve etten mamul ürün fiyatlarına yansıyacağını, temel gıda ürünlerine de büyük oranda zam yapılacağı anlamına geldiğine dikkat çekti. Gürer, “1kilo ambalajlı buğday unun parkende fiyatının 15.50 krş. çıktığını, tam buğday 18.60 krş. satılmaktadır.  Su böreği fiyatları baklava fiyatına yetişmeye çalışırken bazı işletmelerde fiyat nedeni ile su böreği dahi satmayı bırakıp poğaça simitte dönmüştür.  Bu gidiş bu yılın daha sorunlu geçeceğine işarettir. Çiftçi temel girdileri gübre, tohum, ilaç, sulama suyu elektrik faturası, mazot fiyatları sürekli zamlanmaktadır. Girdi maliyetleri düşürülmeden ürün fiyatlarında bir düşme beklenemez. Bu süreçte çiftçi kazanamamaktadır. Artan maliyetler çiftçiyi üretimden uzaklaştırmaktadır. Yalnız hububatta 1980 yılına göre   3 milyon hektara yakın azalan ekim alanı vardır. Bu yıl gübresiz ekim nedeni ile rekolte ve verim kaybı yaşanabilmesi olasıdır. Çiftçi desteklenmeli ve önlem alınmalıdır. “Marketlere fiyat indir” diyen iktidar düzenli kamu eliyle zam bindiriyor” dedi.    
TÜİK’nin açıkladığı yıllık % 36 enflasyon rakamlarının da Türkiye gerçekleriyle örtüşmediğine işaret eden CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Yurttaşların yaşamının içinde olan elektrik, akaryakıt, doğal gaz ve gıda ürünlerine gelen zamlar üzerinde hesaplama yapılmaz ise gerçek enflasyon rakamına ulaşılamaz” dedi.

TMO’nun enflasyon rakamlarının da üzerinde fiyat artışı yapmasını, ülkemizde öngörülebilir bir tarım politikasının olmamasıyla bağdaştıran Ömer Fethi Gürer, “Çiftçinin girdi maliyetlerindeki artışa rağmen taban fiyatlarını düşük tutan siyasi iktidar, 8 ay içinde çiftçiden aldığı hububat ürünlerine yüzde 45’den az olmamak şartıyla fiyat artışı yaparak satış fiyatı açıkladı” diye konuştu.

Bu durumda piyasada yem ve un fiyatlarının artacağına işaret eden Gürer, “yem fiyatlarındaki artış et ve süt mamulleri fiyatlarında artışa neden olacak. Buğday fiyatlarındaki artış da ekmek başta olmak üzere unlu mamullerde artış yapacak.2021 yılı ortasında 180 lira olan 50 kg’lık unun fiyatı 350 liraya çıktı. Bunun nedeni girdi maliyetlerindeki artışa rağmen iktidarın bu konuda duyarsız olmasıdır” şeklinde konuştu.

Çitçinin bir dönüm üzerinde kullandığı mazotun maliyeti 48 lira iken bugün 105 liraya çıktığını ve mazot desteğinin ise sadece 22 lira olduğunu anımsatan Gürer, zirai ilaçlarda, tohumda, elektrik fiyatlarında, mazottaki artışlara müdahale edilmez ise ürün fiyatlarının artmasının da kaçınılmaz olacağını belirtti.

Konya Borsası’nda aralık ayı sonunda ekmeklik buğdayın 4 bin 633 tl ton, arpanın 3 bin 755 lira/ton olduğunu, Gaziantep Borsası’nda ise buğdayın çeşidine göre 5 bin lira ile 5 bin 200 lira/ton, arpanın ise 3 bin 750 lira/ton olduğunu belirten Gürer, borsalardaki fiyatların TMO’nun fiyatlarının üzerinde olduğuna dikkat çekti.

Piyasadaki artışın üretime de yansımadığını ve çiftçinin kazanmadığını anlatan Gürer, “Ürünü çiftçi üretince o günkü değerden mecbur satıyor. Borcu var, ürün çiftçiden çıktıktan sonra fiyat artıyor. Bu da çiftçiye fayda sağlamıyor. Çiftçi mutlu olmadığı için ekimden her yıl uzaklaşıyor. 1980 yılından bugüne 3 milyon hektar yalnız hububatta tarım arazinin ekim alanı olmaktan çıktı. 700 bin çiftçinin de çiftçiliği bıraktı” dedi.

TMO yetkililerinin kuraklığa, pandemiye ve girdi fiyatlarındaki artışa rağmen tarımda sürecin bir önceki yıla göre daha iyi olduğu yönünde açıklama yapmasını da eleştiren Gürer, enflasyonun yüzde 36 olduğu ülkemizde yüzde 45 ila yüzde 61 oranında zam yaparak piyasaya ürün veren TMO’nun tarımda pembe tablo çizmeye çalışmasının akıl alır bir durum olmadığını ifade etti.

TMO’nun tonu 5 bin lira taban fiyat açıkladığı mercimeğin 16 bin 75 liraya, 4 bin lira olarak açıkladığı nohuttun 12 bin liraya, tarlada 8 bin liradan alınan fasulyenin de 16 bin liraya borsalarda satıldığını anlatan Gürer, “Marketlerde ise mercimeğin kilosu 30 liraya, nohut 30 liraya satılıyor. 5 lira nere, 30 lira nere? Tüketici pahalıya ürün yiyor, üretici kazanmıyor, aracı kazanıyor” dedi.

 ZAMLARIN ARKASI KESİLMİYOR 

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, yeni yıl ile birlikte iğneden ipliğe her şeye zam yapılan ülkemizde, TMO’nun hububat fiyatlarını artırmasının önümüzdeki günlerde başta ekmek ve unlu mamuller ve arpada artışın yem fiyatlarında artış ile süt ve etten mamul ürün fiyatlarına yansıyacağını, temel gıda ürünlerine de büyük oranda zam yapılacağı anlamına geldiğine dikkat çekti. Gürer, “1kilo ambalajlı buğday unun parkende fiyatının 15.50 krş. çıktığını, tam buğday 18.60 krş. satılmaktadır.  Su böreği fiyatları baklava fiyatına yetişmeye çalışırken bazı işletmelerde fiyat nedeni ile su böreği dahi satmayı bırakıp poğaça simitte dönmüştür.  Bu gidiş bu yılın daha sorunlu geçeceğine işarettir. Çiftçi temel girdileri gübre, tohum, ilaç, sulama suyu elektrik faturası, mazot fiyatları sürekli zamlanmaktadır. Girdi maliyetleri düşürülmeden ürün fiyatlarında bir düşme beklenemez. Bu süreçte çiftçi kazanamamaktadır. Artan maliyetler çiftçiyi üretimden uzaklaştırmaktadır. Yalnız hububatta 1980 yılına göre   3 milyon hektara yakın azalan ekim alanı vardır. Bu yıl gübresiz ekim nedeni ile rekolte ve verim kaybı yaşanabilmesi olasıdır. Çiftçi desteklenmeli ve önlem alınmalıdır. “Marketlere fiyat indir” diyen iktidar düzenli kamu eliyle zam bindiriyor” dedi.

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve cukurovapress.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.