FATMA NUR TOZLU
Köşe Yazarı
FATMA NUR TOZLU
 

YKS SONUÇLARI VE GETİRDİKLERİ

YKS yerleştirme sonuçları açıklandı. Sonuçlar çok öğrenciyi şaşırttı. Ama aslında bu durum ön görülüyordu. Kontenjanlar azaltıldığı için özellikle eşit ağırlık bölümlerinde sıralamalarda büyük kaymalar olabileceği söylenmişti. Öyle de oldu. Yerleşemeyen veya asla gelmez zaten dediği son veya sonlardaki tercihine yerleşen çok öğrenci var.  Benim dikkatimi çeken başka bir nokta var. Bu sene sınava giren lise son öğrencilerinin %51,4’ünün tercih bile yapmamış olması. Yarısı tercih yapmamış. Bu oldukça yüksek bir oran ve düşündürücü. İyiye mi yormak lazım, kötüye mi? Yani neredeyse her ilçeye bir üniversite düşecek kadar fazla sayıda üniversitenin olması, baraj puan kaldırıldığı için bu üniversitelerin bazılarına yerleşen öğrencilerin niteliklerinin düşük olması ve durumun eğitimin kalitesine yansıması acaba sistemi yavaştan dengeye mi getiriyor? Bazı bölümler kapatıldı, kontenjanlar da azaltıldı. Bu gelişmelerin ”Çok yayıldık yahu biraz toparlanalım” çabaları olduğunu düşünüyorum. Gereğinden fazla yıl bazında üniversiteden öğrenciler mezun oluyor ve üniversiteli, diplomalı işsizlerin sayısı yığınlar halinde birikiyor. Maddi açıdan da hem devlete hem vakıf üniversitelerine çok büyük külfet. Dijital çağda bazı mesleklerin kaybolup yeni mesleklerin ortaya çıkmaya başladığı gerçeği de var. Buraya kadar sağlıklı bir planlama ve dengeye gelme çabaları olduğu düşünülebilir. Bir yandan üniversitelerin dünya genelinde prestij kaybediyor olması, diplomadan ziyade nitelikli eleman arayışının artması, odakları başka yerlere getirse de iş başvurusu için sonuçta bir diploma gerekiyor. Sadece eskisi gibi bir anlam yüklememiz anlamlı olmaz. Kendine yatırım ve sertifikasyon dönemi başlıyor denilebilir. Belki bu durum da tercih yapmak için motivasyonu düşürdü. Diğer taraftan da tüm bunlara torpil, liyakatsizlik, hele şimdi bir de sahte diploma krizlerini de eklersek işsizliğin daha da hızlı katlandığını söyleyebiliriz. İşte tam da bu noktada Mart ayından beri ülkede yaşanan diploma iptali krizi ile zirveye çıkan, LGS sınavındaki yolsuzluklar ve daha onu atlatamadan sahte diploma çetesi ve devletin tüm kurumlarına girmeler, yerleşmeler, sınav puanlarına müdahale etmeler ortaya çıkınca, gençlerin “okuyup da ne olacak ki, ne yapacağım sanki” ümitsizliğine düşmüş olmaları durumu oldukça endişe verici.   Ümitsizliklerini tabi ki anlıyoruz. Toplumsal mutluluğun birinci unsuru zannedildiği gibi para ve zenginlik değil, “adalet ve eşitlik” dengesi. Araştırmaların söylediği şey, bir toplumu mutsuz kılan en önemli değerin “adaletsizlik” olduğu. Buradan bakınca gençlere hak vermemek elde değil. Tercih yapmama nedenleri arasında bu ümitsizlik duygusu mu var diye düşünüyor insan. Ne olursa olsun gençlere bu tabloyu reva görmemeliydik.. Ekonomik sebeplerle üniversite tahsilini yarım bırakan gençlerin sayısının artması, hali hazırda yaklaşık beş milyon ev gencimizin olması, tüm bunların Z kuşağı tarafından çoktan okunup, analiz edilmiş olması ve gerçekçi yapılarının refleksiyle hareket edip en azından bu sene, veya bir süre durup bir duruma mı bakacaklar acaba? En kötü senaryonun bu olduğuna inanmak istiyorum. Zira hala bütün ümidim gençlikte de..  
Ekleme Tarihi: 29 Ağustos 2025 -Cuma

YKS SONUÇLARI VE GETİRDİKLERİ

YKS yerleştirme sonuçları açıklandı. Sonuçlar çok öğrenciyi şaşırttı. Ama aslında bu durum ön görülüyordu. Kontenjanlar azaltıldığı için özellikle eşit ağırlık bölümlerinde sıralamalarda büyük kaymalar olabileceği söylenmişti. Öyle de oldu. Yerleşemeyen veya asla gelmez zaten dediği son veya sonlardaki tercihine yerleşen çok öğrenci var.

 Benim dikkatimi çeken başka bir nokta var. Bu sene sınava giren lise son öğrencilerinin %51,4’ünün tercih bile yapmamış olması. Yarısı tercih yapmamış. Bu oldukça yüksek bir oran ve düşündürücü. İyiye mi yormak lazım, kötüye mi?

Yani neredeyse her ilçeye bir üniversite düşecek kadar fazla sayıda üniversitenin olması, baraj puan kaldırıldığı için bu üniversitelerin bazılarına yerleşen öğrencilerin niteliklerinin düşük olması ve durumun eğitimin kalitesine yansıması acaba sistemi yavaştan dengeye mi getiriyor?

Bazı bölümler kapatıldı, kontenjanlar da azaltıldı. Bu gelişmelerin ”Çok yayıldık yahu biraz toparlanalım” çabaları olduğunu düşünüyorum. Gereğinden fazla yıl bazında üniversiteden öğrenciler mezun oluyor ve üniversiteli, diplomalı işsizlerin sayısı yığınlar halinde birikiyor. Maddi açıdan da hem devlete hem vakıf üniversitelerine çok büyük külfet. Dijital çağda bazı mesleklerin kaybolup yeni mesleklerin ortaya çıkmaya başladığı gerçeği de var. Buraya kadar sağlıklı bir planlama ve dengeye gelme çabaları olduğu düşünülebilir.

Bir yandan üniversitelerin dünya genelinde prestij kaybediyor olması, diplomadan ziyade nitelikli eleman arayışının artması, odakları başka yerlere getirse de iş başvurusu için sonuçta bir diploma gerekiyor. Sadece eskisi gibi bir anlam yüklememiz anlamlı olmaz. Kendine yatırım ve sertifikasyon dönemi başlıyor denilebilir. Belki bu durum da tercih yapmak için motivasyonu düşürdü.

Diğer taraftan da tüm bunlara torpil, liyakatsizlik, hele şimdi bir de sahte diploma krizlerini de eklersek işsizliğin daha da hızlı katlandığını söyleyebiliriz. İşte tam da bu noktada Mart ayından beri ülkede yaşanan diploma iptali krizi ile zirveye çıkan, LGS sınavındaki yolsuzluklar ve daha onu atlatamadan sahte diploma çetesi ve devletin tüm kurumlarına girmeler, yerleşmeler, sınav puanlarına müdahale etmeler ortaya çıkınca, gençlerin “okuyup da ne olacak ki, ne yapacağım sanki” ümitsizliğine düşmüş olmaları durumu oldukça endişe verici.  

Ümitsizliklerini tabi ki anlıyoruz. Toplumsal mutluluğun birinci unsuru zannedildiği gibi para ve zenginlik değil, “adalet ve eşitlik” dengesi. Araştırmaların söylediği şey, bir toplumu mutsuz kılan en önemli değerin “adaletsizlik” olduğu. Buradan bakınca gençlere hak vermemek elde değil. Tercih yapmama nedenleri arasında bu ümitsizlik duygusu mu var diye düşünüyor insan. Ne olursa olsun gençlere bu tabloyu reva görmemeliydik..

Ekonomik sebeplerle üniversite tahsilini yarım bırakan gençlerin sayısının artması, hali hazırda yaklaşık beş milyon ev gencimizin olması, tüm bunların Z kuşağı tarafından çoktan okunup, analiz edilmiş olması ve gerçekçi yapılarının refleksiyle hareket edip en azından bu sene, veya bir süre durup bir duruma mı bakacaklar acaba?

En kötü senaryonun bu olduğuna inanmak istiyorum. Zira hala bütün ümidim gençlikte de..

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve cukurovapress.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.